diğer tüm mesai arkadaşları da dahil olmak üzere, hakim ve savcılarla aynı asansörü kullanamayacak kadar öte tarafta tutulan,
yıllık izin kullanmak istemenin bile stresini yaşayan,
diğer üç katip arkadaşı ile birlikte 1(bir) printerı paylaşmak zorunda olan,
üzerine yüzlerceyi geçin binlerce dosya zimmeti yapılan,
yeri geldiğinde tek başına yakalama bürosu olan,
yeri geldiğinde eşya taşıyan,
nöbet gecesi eve dönüşte nöbetçi şoförün bile iplemediği,
açık tebligatın bile ne olduğunu bilmeyen hakim ve cumhuriyet savcısı adaylarının tafralarına maruz kalabilen,
bir haftalık eğitimle uzman kullanıcı statüsü elde etmiş meslektaşlarına iş icabı yağ çekmek durumunda kalan,
sanki gün boyu lak lak yapıp internette sörf yapmakla meşgulmuş muamelesi yapılarak; internette haber okuma serbestisi bile kamu kuruluşlarında internet uygulamalarının sınırlandırılması kapsamında çok görülen,
hakimin savcının dikte ettirerek yazdırması gereken kararlar bile "bunlar matbu, bunlar şablon" denilerek üzerine yıkılan, yani dosya tetkik etmek zorunda bırakılan yani adı katip de olsa hakimlik yaptırılan,
çalıştığı ikinci sicil amiri olan hakim ve savcının maaşının 1/4 ü kadar maaş reva görülen,
mesai kavramı olmayan, haftasonlarını işi istediği saatte gidebildiği için seven, yani fazla mesai kavramının allahını yapan,
bir avukatın "savunmaya ekleyecek bir husus yoktur, serbest bırakılsın" sözüyle 200 lira kaldırdığı adalet sisteminde; saati 4 lira bile etmeyen fazla mesai ücretiyle şereflendirilen(!),
bir yıl öncesinden bayramda nöbet denk geliyor mu diye hesap yapan,
itin, kopuğun, esrar-keşin, delinin, agresifin, sapığın yasal haklarını zabıt üzerinde hatırlatmayı es geçtiği için hemen yukarısında bulunan zat tarafından; onca insanın içinde onuru rencide edilen,
asli görevini bir kenara bırakıp elinde çantasıyla gezintiye çıkan bir amiri varken, tüm usul tüm hukuk tüm insaf bir kenara bırakılarak kendileri kalemde talimat duruşması yapmak zorunda bırakılan,
sesi gür vicdanı hür mübaşir kardeşiyle yarın yapacağı duruşmasını düşünerek yazısını burada sonlandıran ve aslında daha çok şey var diyen:
işte
kişiliğinden ve sosyal hayatından fedakarlık ederek en başta söylediğim o ağır ve bir o kadar da hukuk içinde hukuksuz sorumluluğun altında başı dik olarak ayakta durabilen türkiye cumhuriyetinin en cefakar ve teammüllerin ötesinde en aykırı memur sınıfıdır. candır, yine bulur o pembe dosyaların arasından yüzünü güldürecek, yüzleri güldürecek bir mes'ele...
buram buram kokusu geldi, şiddetle bakınız: (bkz: ekmek parası)