bir kaç gün kaybolsam ortalardan diyorum
hazır sezon açılmamışken küçük bir sahil kasabasından telefonumu kapatıp kafa dinlesem azcık...
ben aslında öyle bir yerde yaşıyorum
böyle gidiyosun gidiyosun....
arkasını göremediğin bir yokuş... yokuşu tırmandığın an hayatında görebileceğin en güzel manzara...
herkesin birbirini tanıdığı, yediğin içtiğin her şeyin organik olduğu,
yaşayan halkın hep tebessüm ettiği
dağın eteklerine kurulmuş deniz kenarında bir sahil kasabası
ama şimdi o, orada diye, oraya bile gidemiyorum izmir'in boğucu gürültüsünde binaların arasına sıkışıp kaldım.... pembe panjurlu hayallerimizi demir parmaklı hapishaneye çevirdi
ve en kötüsü onunla beraber en yakın arkadaşımı da kaybettim ben...
eskiden olsaydı soloğu onun yanında alırdım şimdi
göğsüne yaslanıp ''biliyormusun? bana böyle böyle yaptı! çok üzdü beni'' diye ona ağlardım o da saçlarımı okşayarak sakinleştirirdi beni...
yani eskiden biz arkadaşken böyle yapardık...
peki ya şimdi?