--spoiler--
Leyla'ya
Şey, bir mektuba nasıl başlanır bilmem. Daha önce hiç mektup yazmadım, ilkokulda sadece, 5. sınıftayken. O da 'Mahsus selam eder, ellerinizden öperim'; diye biten mektuplardı. Hiç kimseye mektup da göndermedim. Zarfa koyup üst kattaki teyzemlere getirirdim. işte, ben de o pulsuz zarflara konmuş mektuplar gibiyim şimdi; nereye gideceğimi, napcağımı bilmiyorum. Eee neyse dur, dur, başka şeylerden söz edicektim. Hah, gözlerinden mesela; Sahi ne renkti gözlerin? Seni ilk gördüğümde, istemeye geldiğimizde hani, valla bizimkilerin zoruyla gelmiştim; ama işte orda seni görünce, böyle tarif edilir gibi bir duygu değil bu; Aslında ben sadece özür dilemek istemiştim. Bunları seninle konuşmak da istedim, hep aklımdaydın ama işte ellerin başkasındaydı. Hem zaten gözlerine bakınca konuşamam ki ben. Her şey için senden özür diliyorum. Ve seni çok seviyorum. Ne de kolaymış bunları böyle söylemek; Keşke gözlerine baktığımda da konuşabilseydim, keşke bilebilseydim gözlerinin rengini.
--spoiler--
--spoiler--
Mecnun: Beklicem Leyla, beklicem. Seni geri getiremiyorum sana geleceğim gün beklicem!
--spoiler--