elinde levye ile inmiş bir adam arabadan sana doğru geliyor, kırmızı ışık yanıyor gidecek hiç bir yerin yok, tam o anda gözün trafik lambasının altındaki polise ilişir ve onun verdiği güven ile inersin arabadan, hem adamın arabaya vurma gibi bir olayı da kalmaz. vuracaksa sana vurur. bir kaç söz dalaşından sonra adam alır levyeyi başlar bacaklara abanmaya, çıkan sesleri duyan memur ağır adımlar ile yaklaşır. yardım çığlığı atsanız bile memur aksaklığını bozmaz, nitekim adam da sizi daha fazla hırpalamaya başlar. yere düşersiniz bir kaç kerede sırtınıza abanır levye ile kırılan bir kemik var ise acısından bayılmak muhtemeldir ancak polis hala gelmemiştir. egosunu tatmin eden levyeli adam çok sevdiği levyesi ile birlikte geri döndüğünde arabasına polis nihayet gelmiştir, iyimisiniz vs. gibisinden sorar eğer lazım ise ambulans çağrır.
olay şimdi şurada arkadaşım, bu polisler ne işe yarıyor? güvenliğimizi sağlamak için değilmi? adamın gözü önünde dayak yersin adam müdahale etmez. kaldıki adamı dövsün istemiyoruz ayırsın istiyoruz. ancak kavga bittikten sonra ambulans çağrıyor. sanki biz malız bilmiyoruz ambulansın numarasını. behzat ç sonra niye komik diyorlar. tabi komik gerçeklikle alakası yok.
