şu apartmanın olduğu yerde top oynardık, aykutlar şu sitenin olduğu yerde otururdu, burda salıncak yaptığımız ulu çınar vardı; mahallenin çocukları geceleri korkardı bu ağaçtan, baykuş seslerini hayalet sesi sanırdık. kadim köklerini saldığı yerde kocaman bir foseptik kapağı var şimdi.
ilk kez o çınarın altında öpüldüm; kız arkadaşımdan ilk tokadı o çınarın altında yedim; ilk kez o çınarın altında aldattım; her zaman kız arkadaşlarımı ilk o çınarla tanıştırdım.
ağacın üstünde kalp içindeki bütün d'ler bendim, bütün bir gövde boyunca yayılmıştı izlerim. kızdığı zaman o izleri kullanarak ağaca tırmanıp tepesinde oturan da yine bendim bu arada.
parkın olduğu yer bizim evimizdi, salıncağın olduğu yerde benim odam vardı. çocukken çok isterdim bizimde parkımız olsun diye, yapmışlar işte..
daracık yolları vardı eskiden buraların, cumbalı evlerle doluydu her taraf. pencerelerinin çıkıntılarında da çiçekleri olurdu bu evlerin, her renkten, türden çiçekler olurdu nerdeyse. anneminde vardı. en çok menekşelerini severdi; ama hepsini her zaman eşit sulardı.
ilkokulu bitirirken yine oradaydım, taş döşeli yollarda yavaşça yürürken, tozlanmasın diye mezuniyete giderken giydiğim takım elbisem, annemin ceketimin cebine iliştirdiği çiçek de oradaydı.
o çiçek bir kitabın arasında kurudu şimdi. peki benim mahallem nerede o hangi kitabın arasında...
.................................itlifaki yayın evi'nden southpark çıktı.yazar için (bkz: ric cartman)