Galatasaray ile birlikte hiç bir zaman kalbimden silmeyeceğim ingiliz takımı. Benim bu takıma sempati duymaya başlamam karizmatik,(Cantona, Schmeikel) efendi(Denise Irwin, T. Sheringham) ve genç futbolcuları(Neville kardeşler, Beckham, Giggs, Roy Keane....) güzel bir şekilde harmanladığı zamanlar dayanır. yani 1990ların ikinci yarısı. Manchester United benim için gelenek kelimesinin sözlük anlamı. Altyapıdan çıksın yada bir yerden gelsin futbolcunun hemen uyum sağlaması ve bu takımdan uzunca bir süre ayrılmaması gerçekten futbol adına çok nadir karşılaşılan hoş durumlar. Bugün Del Piero'nun, Totti'nin, Hakan Şükür'ün adının anılacağı takımlar belli. ama ismi anıldığı zaman Manchester United ile adı özdeşleşen o kadar çok futbolcu ve 1 teknik adam var ki işte benim kırmızı şeytanları asıl sevme nedenim budur.
Ayrıca, Premier Lig'in futbolun NBAyi sayıldığı bir ligde çoğu zaman ilk 2 de yer alması ve her zaman göze hoş gelen futbol oynaması, bu takımı benim gözümde apayrı bir yere koyuyor.
Ryan Giggs, Jaap Stam ve Roy Keane diyorum başka bir şey demiyorum. Hele ki D. Yorke'un ve A. Cole'un yetersiz olduğu zamanlarda bebek suratlı katil Solskajer'in devreye girip golleri sıralaması o kadar keyif vericiydi ki.
Chelsea'nin ve daha sonra City bozuntusunun tüm futbol dengelerini bozduğu bir dönemde bile C. Ronaldo Reis'ten gelen parayı hala bitirmeden bu takımlara ders verir şekilde futbol oynaması takımıma duyduğum gururu daha da arttırdı. Bu parayla saadet arayan takımcıklar sayesinde nefret ettiğim Arsenal'e büyük saygı duymaya başladım amk. Gerçi onlarında ne yaptığı meçhul şu aralar neyse.
Şu dünyada kaç tane takım var ki altyapıdan çıkan oyuncu ilk senesinde yeni emekli olmuş abisini aratmadan oynuyor asistlerin altına imzasını çakıyor. Hangi takım varki ilk 11'inde 37'lik Giggs, 26'lık Wayne Rooney 21'lik Fabio bir arada oynuyor.
Son Not: Genelde Arsenal taraftarı ve diğer takımların taraftarları Hakemlerin hep kırmızılara yardımcı olduğunu düşünür. Hayretler düşmekten kendimi alamıyor burdan KaraciğerHavuzunun hanedanlığına son vermemizi sağlayan ve bizi Avrupada başarıdan başarıya koşturan hakemlere teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
