diziye bok atan britanya köpeklerine, animenin karısı olmuş geyşa kılıklılara, amerikan animasyonunun lümpen takipçilerine birkaç sözüm var:
ulan hırbolar!
bir kere bu iş bir başlangıç işi, bir basamak, bir motor marşı, bu işler böyle yapılır. bu ülkede böyle şeylere önem verilmediği için -müthiş bir beyin yıkama ve provakasyon aracı olması, az sermayeyle büyük paraları çevirebilmesiyle adeta bacasız fabrika mahiyetinde olması, reklam sektöründeki yeri ve önemine rağmen.- yıllarca animasyon-çizgi film v.s yapılmadı. belli bir altyapımız yok. eğer bu işlerde ileri gidilmek isteniyorsa mutlaka bir yerden başlamak lazım. bu da bir başlangıç oldu bizim için. bir başlangıç işi olmasına rağmen batıdaki muadillerinden geri kalır yanı yok.
üstelik bu işin başındaki isim ayşe sule bilgiç, anlattığına göre bu işi büyük zorluklarla başardı. onca aksaklığa rağmen yılmadı, emek verdi, inandı ve türk tv tarihinin en iyi animasyon çalışmasını yaptı. -ekibiyle beraber-
şimdi bu oturduğu yerden bi haltı beceremeyip eleştirenler, eleştirmenin ötesinde bu işi küçümseyenler, çalışanların şevkini kırmaya çalışıp bugüne kadar bu ülkede faydalı olan her zikin yoluna taş koyup heyecan öldüren emek sikiciler!
siz aynısını, aynı koşullarda, yapın da görelim.
edit: bu çizgi film işindeki muazzam parayı, daha da önemlisi bu sektörde güçlü olanların provakasyon ve kültür emperyalizmi sahalarında da etkin olduğunu görüp bu konuyu tartışmaya değer görmeyen kördür, cahildir.