80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

entry258 galeri video2
    224.
  1. sokaklarda deli gibi oynayabilme lüksüne sahip olmanın güzelliğini yaşamış çocuktur 80'lerin sonunda, 90'ların başında çocuk olanlar. aç kapıyı bezirgan başı diyee bağırarak söylenen şarkısı olan oyunu oynarken kolların altından geçen arkadaşın sırtına tüm güç ile vurulması demektir.
    bilya, misket yada benim deyimim ile cilli oynayan erkeklere özenip onlardan daha iyi oynayıp bütün çocukların cillilerini kökmek demektir. ancak kökmek ne demektir bilinmemektedir.
    henüz yeni yapılaşmaya başlayan sokakta bulunan birden çok inşaatın 2. katının balkonuna çıkıp 1. katın ortaları hizasında bulunan kum öbeğine atlamak, o esnada ağza giren kumları yemek demektir.
    sokaktaki tüm çocuklar anlaşıp, bisikletlere atlayıp kısa bir mahalle turu yapıp, turun ardından caddeye çıkıldığı için anneden bir güzel dayak yemek demektir.
    salça ekmeğin tadını bilmek, domatesin suyunu akıta akıta sokakta domates yemek demektir.
    yeşil paketli tombilere tapmak, üzerinde papağan resmi bulunan goffy marka gofretin tadını hala hatırlamak demektir.
    annelerin elinden tutulup günlere gitmek ve tombul abla/teyzelerin yaptığı el emeği mis hamur işlerine, annenin gözleri ile verdiği başla işareti gelmeden dokunanamak demektir.
    küp şeklinde minik metallerin üzerinde bulunan harflerin arasına mavi yuvarlak boncuk dizilerek ismini yazdırıp kolye/bileklik yaptırmak demektir.
    cepteki tüm parayı atari salonlarına verip, para bittiğinde oyun oynayan diğer çocuklara özenerek yanlarında oyunu izlemek demektir.
    90'ların en büyük çocuksal icadı taso'nun kitabını yazıp alayını ütmek demektir. ancak kökmek gibi ütmenin de ne demek olduğu o devrin çocukları dışında kimse tarafından bilinmemektedir.
    ilkokula başlanıldığında elde taşınabilir bond çantasının yandan yemişi ve kapağında çizgi film karakteri olan çanta ile okula gitmek, bir efsane olan siyah önlüğü giyebilmek demektir.
    tetris denilen göz kamaştırıcı aleti görünce ağız bir karış açık kurcalamak ve profesörü olmak ardından da sesini kısmadan oynadığın için bir güzel azar işitmek demektir.
    "uzaktan kumandalı televizyonu kim kaybettide biz bulalım" diyen babanın, önceleri ses kısıp yükseltmek için kullandığı, ardından çok kanallı televizyon hayatının başlaması ile kanal değiştirmek için de kullandığı çok amaçlı uzaktan kumandası olmak demektir.
    yalan rüzgarı işkencesine maruz kalmak ve bilimum karmaşık ilişkiyi daha minnacıkken çözüp entrika sanatında uzman olmak demektir.
    kara şimşek kit'i yakışıklı maykıl'ı tanımak, pazar akşamları heyecanla onu beklemek demektir.
    minik kuş'u, edi ile büdü'yü yakınen tanımak ve kurabiye canavarına kızmak yani kısaca susam sokağını bilmek demektir.
    barış manço'nun sunduğu 7'den 70'e programlarının canlı tanığı olmak, sırf barış abi diyor diye ıspanak yemek, olurda birgün aile tarafından programa götürülürse hangi şarkıyı söyleyeceğini seçip, prova yapmak demektir.
    yine barış manço'nun oynadığı, çocukların dişlerini fırçalamasını telkin eden reklamdan gaza gelip diş fırçalama seanslarını asla kaçırmamak demektir.
    çernobil patlamasından sonra ihraç oranı azalan fındığın, tüm ilkokul bebelerine minik paketlerle dağıtılmasının ardından bir güzel fındıkları hüpletmek demektir.
    öğretmene teslim edilirken "hocam eti senin, kemiği benim" deyilen belki de son nesil olmak demektir.
    trt kapandıktan sonra çıkan yuvarlak rengarenk şekli, uzun bir süre daha ağzı açık izlemek ve sabah yayına başlamadan önce çalınan istiklal marşını avaz avaz söylemek demektir.
    haritada sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'ni * görmek ve sınav sorusu olarak cevaplamak demektir.
    ülkemizde kaç il bulunuyor sorusuna "74" diye cevap vermektir.
    12 eylül darbesinin ardından kısa süre geçtikten sonra doğmuş olunulduğu için "sağ ve sol"u çokça duymak, siyasi anlamını kimseye soramamak, sorduğunda ise azarlanmak yada bu soruyu asla sormaman gerektiği tembih edilmek demektir.
    bilinen en büyük marketin köşede ki bakkal olduğu ve o bakkala gidip "mustafa amca annem 2 ekmek, 1 sana, 3 de yumurta istedi." deyip ardından da "deftere yazacakmışsın" diye eklemek demektir.
    lcwaikiki'nin çok ama çok süksesi olan bir çocuk giyim markası olduğunu bilmek ve üzerinde maymun resmi olan herhangi bir şey giyen çocuğa uzaylı görmüş gibi bakmak demektir.
    odun sobası bulunan sınıflarda odunun sönmesi nedeniyle soğuktan parmakların tutmamasının yada yeni yanmış sobaya arkadaş itiklemesi sonucunda kızgın saca yapışmak suretiyle yanmanın ne demek olduğunu bilmek demektir.
    0 ...