herhangi bir vasıtayı sürme yetkisi olan kadınlardır.
ikamet ettiğim semtte bulunan kadınların tamamına yakının kendilerine ait bir arabası vardır ve erkekten çok kadın sürücü görülür semtimiz caddelerinde hafta içleri çoğunlukla. kadınların caddelere hakim olduğu zamanlarda çok nizami, kuralları çiğnemeden ve geçiş haklarına saygılı bir trafik içinde seyir halinde oluyoruz. aşırı ve gereksiz hız yok, saçma sapan sollamalar yok, durmadan korna çalan arkada ki araç sürücüsü yok, daha önce geçebilmek için geçiş hakkını görmezden gelip kazaya sebebiyet verenler yok. hatta acemi olduğu anlaşılan bayan bir sürücü görüldüğünde, panik olmaması için sıkıştırmayan, gideceği yere bir kaç dakika geç gitmeyi sorun haline getirmeyen bayan sürücüler var. varsayalım kaza oldu. bu durumda da araçlarını uygun bir yere çekip birbirlerine son derece nazik davranan, kazanın şokuna ekstra stres katmayan aklı başında iki sürücü oluyor.
kadın sürücülere yapılan haksızlık ne yazık ki sadece türkiye'de değil, pek çok ülke de yapılmaktadır. araç kullanmak doğuştan gelen bir yetenek değildir, sonradan öğrenilir ve geliştirilir. eğer konulan kurallara uyulursa kadını da, erkeği de rahatlıkla yollarında seyir halinde olurlar.
gerçek şoförlük; hızlı araç kullanmak değildir.
gerçek şoförlük; önde bulunan aracı geçmek için gereksiz risklere girmek değildir.
gerçek şoförlük; ben daha iyi araç kullanıyorumu göstermek için ışıklarda kalkarken yanda bulunan araca fark atmak değildir.
gerçek şoförlük; önce kendi ve aracının içinde bulunanların güvenliğini, daha sonra da trafikte seyir halinde bulunan diğer taşıtlar ile yayaların güvenliğini esas tutmaktır. bunun da cinsiyeti yoktur.