kişiler arasında haber alma ve aktarma hızına dayalı sağladığı sözde özgürlük, daha büyük bir bağlamdaki köleliği doğurmuş yeni reklamcılık alanıdır.
Yüzeysel bilgi alanı olan internette fikirsiz eylemlere derin manalar yüklenmesi ancak bir sürü psikolojisi ve yönlendirmenin ürünüdür.
internetin sağladığı özgürlük alanı aslında görünmeyen bir biçimde belirli kalıplara girmeyi emrediyor.
sosyal medyaya Silikon Vadisi'ndeki kapitalistlerin pembe gözlüklerinden bakmamak gerekiyor. Medya üzerindeki takip gücü düşük olan maddi anlamda gelişmemiş ülkelerde zaten teknolojik araçları kullanma oranı da epey düşük. Bu bağlamda sosyal medya gelişmiş ülkelerde daima devlet mekanizmasının gizli veya açık kontrolü, takibi altındadır.
Sosyal medyanın ülkelerdeki köklü değişimler üzerinde bir etkisi vardır fakat bu etki olumlu ve olumsuz yönleri barındırır.
Bu özgürlük alanı insanlara düşünmeden karar verebilme yetisini kazandırmıştır. Bütün dünyayı bir merkezde toplayabilmeye aday bir yapının o kadar da masum hizmetler yapacağını düşünmek çok anlamsız olur.
Sosyal medya, hap niyetine alınan en basit bilgileri kişilerin oluşan fikir dünyalarına mihenk taşı olarak yerleştirmiştir. Bir yazarın, iki gazetecinin sözüne fikir inşa eden insanlar bugün en küçük olayda milyonlarca olup sokağa taşabilmektedir.
içerisinde nefret söylemi barındıran birçok ifade sosyal medya aracılığıyla salondaki rahat koltuklardan binlerce insana ulabilmekte. Özgürlük denilen bu çerçeve, bir kanaat hürriyetina değil insanlık suçlarına zemin hazırlıyor.
Dünya düzeninin milyonlara özgürlük sağladığını ve bu alanlardan da devrimlere yürüneceğini düşünmek yine ne saçma bir varsayım. Evet artık daha özgürürüz, burada bir etkinlik yapıp milyonlarca kişi olacağız.
Bir yıl sonra geriye baktığında "geçen sene bir milyon kişi neden biraraya gelmiştik ya?" diyecek milyon tane fikirsiz insan...