- yaş 35 yolun yarısı ediyor ise şayet,
cahit'in yalancısıyım, 40 yılda bi gelen yaş 40'a
erişmek için yolun yarısını geçmenin ardından bi
beş yıl kadar da 'ölmeden beklemek' gerek he. lan
yoksa 'ya olum bi' siktir git, yaş tespitlerini kendine
sakla' falan mı diyosun bana. hakkın olabilir lakin,
yaş tespitten kastın, yapılan tespitin iler tutar bi'
yanının olmadığına dikkat çekmek mi yoğusam tespitimin
konusu olan yaşın kendisine dikkat çekmek mi?
( - onu bunu bırak ta yaş kaç olum senin?)
- bundan sonra olma ihtimali sankit sıfırmış gibi,
bi hayvanın olmasını ister miydin? deyu soranda,
hafiften ecnebi tınısı yakalamak sevdasıyla,
film izlemeyi biraz fazla kaçırmış olmalıyım,
evet bi köpeğim olsa hiçte fena olmazdı dedim.
hmm peki adını ne koyardın diye devam edende,
nasıl yani anlamadım demesine zemin hazırlamak
yollu düşünceyle, ufak çaplı zeka testi,
sıfır koyardım her halde cevabını verdim.
sence kulağa otur sıfır nasıl geliyor? deyu
aport bi soruyu da, depar atarcasına ben yönelti
verdim. hakikatten bi bok anlamadığına işaret eden
bön bakışların hedefi olunca da benim içün bi
kaç saniyeliğine ayağa kalkma zahmetinde
bulunur musun? ricasında bulundum. çok kibarım canım.
gayet net bi' 'ne ki şimdi bu' yüz ifadesiyle okey
imdi anladım kelime oyununu amma bunlara gerek yok dedi.
iki öpüşme arasında geçen diyaloğa bak amk.
'burcun neydi senin' balon sorusunun gelmesi içinse, vuku bulan
takriben bi' beş dakka süren sessizliğe, garsonun,
boş arjantini sallayarak 'bi' tane daha'
sualini eklenmesi gerekiyordu. tekila aliim.
- pek sık görüşmediğim bi' arkadaşımın, bi kızı,
amiyane tabirle 'götürmek için', yemeğe götüren bi'
erkek tipini aratmayan ses tonuyla yaptığı 'gel lan açıkmışken
yemeğe gidelim' teklifine, 'açıkmışken'e dikkatinizi çekerim,
okey bana uyar dedim. (girişe gel) zati
çok pis aç olma durumumun hazır vuku bulmuş iken,
genelde pek olmam da, fırsatı kaçırmiim diyerekten,
ses etmiim kabul ediim dedim. (fırsata gel) yoğusam
muhalefet eder yemek neyin yerine içecek mümkünse
ellilik bi şiler ısmarlasan daha iyi olma mı? derdim,
(muhalefete gel) derdim ama demedim, peki ne mi dedim
gidek aga bana ısmarlayacağın yemek senin köpeğin olsun
deyideverdim. (yemine borcum olmadığından valla bak
demiyor olmamı anlayışla karşılayacağınızı umut ediyor,
parantezi kapatıyorum). (izahata gel) pek değil artık
hiç görüşmemeyi garantilemek için ise yemek buldum mu
yerim dayak bulunur mu bilmiyorum lakin bulursam da ondan
enikonu kaçarım cümlesini de ekleyiverdim. (zihniyete gel)
( uzatmadan sadede neyin mi geliim? hoop hoop!! portakal
orda kal!! sen ne hak ve hukukla benim yazımda yazımı/sözümü
kesiyosun lan amcık demek yok aga bizde, delikanlıyız evelallah,
yol yordam bilir, sık sık kahvehaneye de gideriz icabında,
uzatma istersen, tıraşı kes davetlerine icabet
etmesini de biliriz. sağ elin ayası kalbe gelecek şekilde
bi reverans yaptığımı düşün burda. tamam be soruna cevap
veriyor, okey bana uyar diyerek sadede geliyorum.) ulen
meğerse bu arkadaş, ödemesi gereken meblağı almayacağına
kesin kanaat getirdiğini düşündüğü bi arkadaşının azcı
esnaf lokantasından hallice yerine getirivermiş beni köfte.
mekandan ayrılıncaya kadar anlamadığımı düşünmüyor değilsin ya.
(suizana gel) sözüm ona, arkadaşı olan bana yemek ısmarlayarak,
('yemeğe gidelim' demek 'cebinden para çıkartmam senin' demek diil mi?)
bonkörlüğünü göstermiş oldu, ('aç mısın diye sormadın',
hep aç gezdiğimi zannediyorda defansif yaklaşımda mı
bulundu nedir, olur olur eheh ehh, 'hazır açıkmışken diyerek
kendi midene dikkat çektin lale, amacın belli ki yemek
ısmarlıyacağın kişinini aç olup olmaması değil,
safi artislik amk) hem de cebinden, ince
düşünerekten, para çıkmadı herifin. ( - kimin ince düşündüğü belli)
hesaba kitaba gel amk lan. (- adamın mevzularına bak)
- bla bla... o, en son ne dedim? dedi, ben, en son ne
dedim dedin dedim ve iki beden bana büyük
bu muhabbet lan dercesine bi' edimle ya da kafayı yemiş bu
yine otomatiğe aldı düşüncesiyle de olabilir ki galiba bu
ehhe eheh, o gitti. yürrü amk. kız kıtlığı var sanki
demek yok aga. sen, peki o giderken, en son ne dedi diye
soracak olursan, en son ne dedim dediği ile kaldı derim ben.
pms dönemine rastlayan bi' güne denk gelende hiç bi' kızın
vaadi olmayan muhabbetleri de gram çekilmiyorlar amk.
'beni seviyosun di mi?' dedin ne dicen amk. (okuduğunu
zannederek yazma) otomatiğe bağlayan biz çüklülerin çıkış
noktaları genelde hep aynı gibi gibi mi ne lan. (- bi' şiler
yazdığını zannederek yazma düşüncesi olmasın sakın senin
bu yaptığın) ( - olum bi' rahat bırak lan sen beni,
her yerde karşıma çıkıyon amk)
- bi keltoş olan bendenizle diyaloğa girende, konu saça
başa gelende ki konu kuantum fiziği de olsa o fizik kafanın
fiziğine kayar abicim, kafandakilere sıranın gelmesi için
ise muhabbetin harlanması gerek, biraz sabır ühüh hühü,
hereke halısı gibi saçı olduğu halde, benim de dökülüyo yeaa
diyerek yalandan rol çalan kimi amcıklara (ulan en azından
daha geride dökülecek bi sürü saçınız var ipneler)
olur mu lan sendeki saç yirmi sene sonra bile ikimize de yeter
diyor olmamamın nedeni, babamın hayrına mayrına değil abicim.
ama sana yakışıyo repliğini dolu dolu duymak istiyorum herhalde.
teselliye çok ihtiyacım var , öyle böyle değil.
yok lan ben sadece john malkovich olmak istiyorum.
gerçi ben ben olursam dolu dolu olurum gibi. son tırnak
içindeki lafızdan hareketle bi önceki cümle geldi,
anlayan anlamış artıkın. muhabbeti harlar gibi
oldum gördüğün gibi, konu sanata neyin kaydı.
şükürler olsun ki. ehhe hehe.
(- şuna saç konusu kapatmak istiyorum desene)
- sadece haydan gelecek olan bi para kaynağından isale
edip harcamada bulunacağım şeydir benim üçün cep telefonu.
evet. tabi. daha henüz her hangi bi cep telefonuna
paramı tırnak içinde kaptırmış değilim lan. (midi çakal)
eş dost sağ olsun, elden çıkarmaları halinde
pek bi getirisi olmayacak eski telefonlarını çöpe atmazdan
evvel bana, 'sana çok bile' diyerekten tüm iyi niyetleri
ile veriveriyolar. bende ki de bi tür huy işte amk.
(- biz senin biliyoz rahat ol) (- la olum bi' siktirsene sen yaa)