öncelikle ve eninde sonunda bireysel bir tercihtir, bu bakımdan eş- dost, civar köy ve
kasaba ahalisinin fikir yürütmenin ötesinde yargıda bulunmaya eni konu hakkının olmama-
sı gereken bir durumdur.
kimse kusura bakmasın, ölmeyi seçmenin korkaklara özgü bir davranış ve güçsüzlüğün gös-
tergesi olduğuna dair görüşleri sığ ve klişe değerlendirmeler olarak almaktayım.
koşullar ne olursa olsun, insanın sahip olduğu, bütünüyle ve tartışmasız şekilde kendine
ait yegane varlığı hayatıdır. yine koşullar ne olursa olsun, yaşama tutunmak her canlıda
olduğu gibi insanda da içgüdüsel bir reflekstir.
o nasıl güçlü bir istek ve evet cesaret olmalıdır ki - kökeninde mutsuzluk, çaresizlik,
ümitsizlik, yılgınlık vs olması cesaret vasfını ortadan kaldırabilir mi ? - insan geride
bırakacağı, onun için hiç değilse bir zamanlar sevgili ve önemli olmuş herkesi ve her-
şeyi bir kenara iterek, bu arada hayatta kalma içgüdüsünün de üstesinden gelerek kendini
boşluğa bırakabilsin, şakağına silahı dayayabilsin?