ilk başlarda insanı korkutmamak için mi yoksa gerçekten bir şeyler öğretmek için mi yapıyorlar bilemem ama bir temel tasarım dersi ile startı verirsiniz eğitiminize..size derler ki;burada öğreneceğiniz tasarım ögeleri çok önemli,bu tasarım ilkeleri ile kuracaksınız o güzelim şehirleri!Güzel güzel,renkli renkli paftalar yapmaya başlarsınız,kendinizi çok iyi bir tasarımcı olarak görmeye başlarsınız..sonra zaman gelir geçer ve ikinci sınıfa adım atarsınız.Artık o tasarım ilkeleri yoktur ortada ve hele ki o renkli renkli paftalar tamamen silinmiştir.Önünüze siyah beyaz çizili imar planları gelmeye başlar,bunlar ne acaba diye bakarsınız haritalara.Hocan olacak şahıslar sana daha hiç bir şey anlatmadan başlar konuşmaya ve ağzından parsel,ada,imar vs.. kelimeler dökülür sürekli,sonra analiz der evet analiz yapacağız der ve projende o gezdiğin kısmı boş sayacak olmana rağmen gezdirirler seni ve her binada kaç tane bağımsız birim olduğuna kadar baktırırlar sana..analiz kısmı biter ve sen çizmeye başlarsın tam 2 ayını verdiğin analizleri hiç kullanmayarak.Sonuçta ortaya bi proje çıkar ama hiçte temel tasarım ilkeleri yoktur o paftada sadece siyah beyaz olmuştur seninkiside eline verdikleri ilk pafta gibi.Çok güzel bir şey yaptığını sanman için bir güzel överler seni ve notunu alıp çekilirsin köşene.Sonra üçüncü sınıfa geçersin ikide çok şey öğrendiğini sanarak ve etrafta insanların nasıl bir ortamda yaşaması gerektiği hakkında konuşup durarak.3. sınıf başladığında bu kez işin çizimden çok hesaplamayla olduğunu anlarsın,bunu hocalar sana anlatır ama 39'a 39luk bi matris yapıpta hocanın karşısına matrix gibi çıkmış olmana rağmen senden amele gibi o sayıları bi paftanın üzerine yazıp gelmeni ister hesaplara göz ucuyla bile bakmadan.Sonra sen söversin,küfredersin,içine küfredersin ama tabii projeden kalma korkusuyla.ilerde dersin,ilerde ben böyle bir plancı olmayacağım dersin..
Evet şuana kadarki geldiğim kısım bundan ibaret.Eğer bunları kabul ediyorum diyorsan alttaki 'accept' kutucuğunu işaretleyip gelebilirsin..