Anlatacaklarımı konuşmak isterdim seninle ama konuşamam artık.Daha yapmak istediğim bir çok şeyi yapamayacağım gibi.
Benim kahramanım olduğunu söyleyemedim hiç yüzüne.Yüzüne bakıp sana hiç seni seviyorum diyemedim.Dediğimde ise sen beni duyamazdın artık.Ne kadar haykırsam arkandan nafileydi.
Bundan sonra hayatta ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.Senin benimle ilgili ne düşündüğünü sadece tahmin edebiliyorum.
Geçen 1 sene içinde yaşadıklarımızı ne sen yakıştırabildin kendine ne ben...Senin gibi bir adamın başına böyle bir şey gelebileceği kimse düşünemezdi ki...Böyle neşeli,hayat dolu bi adamın bi anda bu kadar güçsüz düşeceğini, seni tanıyan hiç kimse aklına dahi getiremezdi.
O kadar çok şeyi kaçırdın ve o kadar erken gittin ki...Hep en azından üniversiteyi kazandığımı görürsün diye düşünürdüm.En azından bi şeyi başardığımı görür ve tam anlamıyla gurur duyarsın benimle diye bekledim hep.Ama hayat mı kader mi ne diyolarsa bunun adına: mezuniyetimi bile göstermedi sana.
Şimdi deprem haberlerini duyunca marmara depreminden sonra kardeşimle beni öpmeden yatmadığın geceleri hatırlıyorum.Maçlarımızı senin fotoğrafınla beraber izliyoruz.Seni koklayamıyorum belki ama, son giydiğin atlet zor günlerde yarenlik ediyor bana.Dükkanında senin masandayım şimdi ve masa da ki her bir çentiği inceliyorum.Baktığım her yerde seni görmeye çalışıyorum istemli, istemsiz...Öyle ki kapının önü bile eskiden oynadığımız oyunları değil, cenaze arabasını hatırlatıyor artık bana.Ve hergün daha eskilerden birşeyler geliyor aklıma.
Yaz gelirken gittin sen.O sabahın köründe cehennemin dibindeydim sanki sen güneşide yanında götürdüğünde.Hala ordan çıkabilmiş gibi hissetmiyorum.
Geri gelemezsin artık biliyorum.Ben burda sadece sana geleceğim günü bekliyorum..
Ben bu yazıyı sana yazdım Baba.Seni çok seviyorum.
Sensiz geçen günlerin mi?Sensiz geçen günlerin....