karşınızdaki kişiden beklentileriniz üzerine aslında kendinizin yetersiz olmasıdır. *
evde götümü yaymış, müziğimi açmış otururken telefon geldi. zaten dışarıya çıkmak için bahane arayan ben daha da heyecanlanmıştım. arayan arkadaşım yeni bir kızla birliktelik içine girmişlerdi, muhtemelen kızla buluşmayacak ve benle 'pes' atmaya gelecekti. olmadı lan; "hocu kız arkadaşımla buluşacağız da, arkadaşını da getirecek, sen de gelsene." dedi. burun kıvırsam da ilk başta gittim hocu.
arkadaşının annesi ve babası temiz çalışmış ve güzel bir hanım hanım birisini çıkarmışlar meydana. bir de bize bak, üretim zaiyatı. neyse, dinle, tanıştık, hangi bölümlerde okuduğumuzu falan sorduk, nerede oturduğumuzdu derken tak muhabbet bitti. zaten öyle pek konuşan birisi değilimdir, hepten sustum. baktık iki kız kendi arasında sohbet etmeye başladılar, bizde arkadaşla futbol üzerine hararetli hararetli konuşmaya başladık. bir süre sonra onların muhabbeti bitmiş, fakat biz devam ettiğimiz için bizi dinlemeye başlamışlar. sıkılmış olacaklar ki onlarla ilgilenmediğimiz için "yahu siz erkekler futboldan başka bir şeyden anlamaz mısınız?" diye o hanım hanım dediğim kusursuz üretim çıkıştı. "mesela nelerden anlamamızı beklerdiniz?" diye ağız aradım.
+işte ne bileyim, sanat, edebiyat konuşamaz mısınız? varsa yoksa futbol, varsa yoksa futbol.
-pekala konuşalım. adorno göz önüne alındığında, modern dönem sanatı hakkında ne düşünüyorsun?
+adorno ne?
velhasılı kelam mirim, karşıdan beklenti duyduğunuz şeyler hakkında bir birikiminiz olmadan, hele ki futbol konuşuyorlarsa, sakın karşınızdakine giydirmeye çalışmayın.
kız da su gibiydi la. ama ondaki o güzellik, bendeki bu çirkinlik ile; onun şekspir'den sadece 66. sone'nin *sonunu bilmesiyle olmazdı. az daha okumalıydı, ve ben de tekrardan dünyaya gelmeliydim.