devlet adına birileri sizin babanızı kaçırdı mı hiç, sonradan akıbetini hiçbir zaman bilememek üzere? ya da akşam sofrasında, tüm ailenizin gözü önünde vuruldu mu babanız? diliniz yıllarca yasaklandı mı, sadece yaşadığınız evlere hapsedildi mi? diyarbakır cezaevinde halk adına hareket ettiğini zannedenlerin yaptırdığı insanlık dışı işkencelere maruz kaldınız mı? tüm sorulara cevabınız, elbette ki hayır. çünkü rahattınız, uzaktan izliyordunuz, size verildiği kadarıyla yetiniyordunuz, perde arkasını araştırmaya gerek bile duymuyordunuz. iyi biliyorum, ben de sizin gibiydim, sizin gibi düşünüyordum çünkü bir zamanlar. ta ki yaklaşana kadar, uzaktan bakmayla yetinmenin kendini kandırmak olduğunu anlayana kadar. şüphesiz hiçbir gerekçe, masum insanların ölümüne mazeret olamaz, olmamalı, buna zemin hazırlamamalı. ama ne zaman ki, baldan tatlı öfkeden uzaklaşmaya başlarız, işte o zaman durup düşünmek için zamanımız olur bol bol.