Mekatronik, teknolojik ürün ve tasarımda makine, elektrik-elektronik ve bilgisayar mühendisliklerinin kaynaşmasını ifade eden disiplinlerarası bir mühendislik felsefesidir. 1969 yılında Japonya?dan yola çıkmış, kısa zamanda bütün dünyada çok önemli bir yer edinmiş olan mekatronik, mühendislik tasarımı ve eğitimini derinden etkilemiştir. Üretimde mekatronik tasarım ilkelerine yer veren ülkeler, teknolojide son otuz yılda önemli yenilik ve başarılara imza atmışlardır. Mekatroniğin tasarım ve üretimdeki bu kritik rolünün görülmesi üzerine, bugün gelişmiş ülkelerde mekatronik eğitimine devlet-üniversite-endüstri işbirliği içerisinde, giderek daha fazla ağırlık verilmektedir. Türkiye'de, gecikmeli de olsa giderek yaygınlık kazanan mekatroniğin, Türk meslekî ve teknik eğitim sistemine yeni bir anlayış getirmesi beklenmektedir. Mekatronik ürün yelpazesinin giderek genişlemesi, mekatroniğin gelecekte de öncelikli bir mühendislik alanı olacağını göstermektedir.
Mekatroniğe Neden ihtiyaç Vardır?
Dünyada özellikle 1980'li yıllardan sonra, endüstriyel ürünlerin tasarım ve üretiminde köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Gelişen ve değişen dünya pazarları ve teknoloji düzeyi sonucu, endüstriyel ürünlerin nitelik ve işlevlerinde de önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Hızla gelişen teknoloji ve sürekli değişen pazar koşulları, daha ekonomik ve kaliteli ürünler isterken, müşteri beklentileri ise daha esnek ve çok işlevli ürünler yönünde gelişmiştir. Müşterilerin hızla değişen istekleri ve yoğun rekabet sonucu, ürün ömürleri çok kısalmıştır. Böylesine çetin koşullar karşısında alışılmış tasarım ve imalat teknolojileri yetersiz kalmış, bu ihtiyacı gidermek üzere yeni kavram ve yöntemler doğmuştur. Bunlardan birisi de mekatronik kavramıdır. Mekatronik kavramlar, özellikle tasarım felsefesini ve mühendislik eğitimini etkilemiş, endüstriyel teknoloji üretimi ve mühendislik eğitiminde temel değişikliklere neden olmuştur. Robotik teknolojilerin her alanda yaygın şekilde kullanıldığı günümüzde mekatronik, teknolojinin bir gereği ve hatta zorunluluğudur.
Nitekim, mekatroniği tasarım ve üretimde etkili kullanan ülkeler, endüstriyel ve sosyal yaşamda önemli değişim ve ilerlemeler sağlamışlardır. Bunun en çarpıcı örneği, Japonya?dır. Başarılı mekatronik uygulamalarının ürün/süreç gelişiminde kullanıldığı Japon ürünleri, son otuz yılda bütün dünyada önemli bir yer kazanmıştır. Bu bağlamda Çin de, mekatroniğin ekonomik gelişmedeki rolünü görmüş ve 1987?den beri bu konuya giderek artan oranda ağırlık vermeye başlamıştır. Bu iki devin yanında, diğer bölge ülkeleri de, ekonomilerini gelecek yüzyılda belirli bir trende oturtmak için mekatroniğe giderek daha fazla ağırlık vermektedirler.
Mekatronik ile ilgili gelişmeler Asya ülkeleri ile sınırlı olmayıp, bunun yanında, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin de, devlet-üniversite-endüstri iş birliği şeklinde nitelendirilebilecek Japonya örneğinden hareketle, son yıllarda mekatroniğe giderek daha fazla ağırlık verdikleri bilinmektedir.
Türkiye?nin, uluslararası rekabette ayakta kalabilmesi ve 21. yüzyılda hak ettiği yeri alabilmesi, bir bakıma, dünya ölçeğinde endüstriyel tasarım ve üretim yapmasına bağlıdır. Bunun sağlanabilmesi için ise Türkiye'nin, devlet-üniversite-endüstri iş birliği çerçevesinde mekatroniğe gereken önemi vermesi kaçınılmazdır. Hatta mekatroniğin; Türkiye'de akademik ve endüstriyel çevrelerde yayılıp gelişmesi için konu ulusal bir bilim politikası çerçevesinde ele alınmalı; gerekirse bu alan öncelikli ve ayrıcalıklı ilan edilerek her kesim tarafından desteklenmelidir.