felsefe: os. hikmet, ilmi hikmet. yu. filosofia. fr. philosophie. al. philosophie. ing. philosophy. it. filosofia.
felsefe, universel bilginin bilimi. bir anlamda epistemoloji.
etimoloji; felsefe, yunanca sevgi manasında philia ve bilgi anlamında sophihia deyiminden türemiş bilgi sevgisi demektir. herakliedes pontikos, bu deyimi ilk kullananın pythagoras olduğunu söylese de, son araştırmalar deyimi bu manada ilk kullananın herakleitos olduğunu ortaya çıkarmıştır.
ilk çağda felsefe, bireyin yaşadığı aleme dair edindiği bütünsel bilgiyi dile getiriyordu.
antik çağ için felsefe, kainatın hangi maddeden yapıldığını (arkhe problemi) araştıran miletli filozoflardan sonra, oluş meselesi ağırlık kazanır.
orta çağ için felsefe tanrıyı bilmektir (augustinus).
yeniçağ evresinde felsefe, doğayı bilmektir (bruno)
yirminci yüzyıl da felsefe, diyalektik materyalizmin yanı sıra, yeni olguculuk, mantıkçılık, uygulayıcılık, gibi akımlar etrafında ilerlemiştir. a. camu, evren uyumsuzdur, bilinemez der. w. james da benzer bilinemezcidir; ona göre insanın hali kütüphaneye tünemiş kediye benzer der, görür ama anlayamaz.
yakın zamanlarda yapısalcılık ekol olmuştur. marksist eleştiriler önem kazanmıştır.
yerli felsefecimiz profesör bedia akarsu felsefe üzerine bir takım tanımlar geliştirmiştir:
1-felsefe bilimlerin anasıdır.
2-özellikle 19.yy ve sonrası için, bilimsel araştırmaları bilimsel araçlarla yetkinleştiren çabalardır felsefe.
3-felsefe, kendine özgü araştırma yöntemleri geliştiren disiplindir. analitik, diyalektik, fenemoloji, yorumlamacı, varoluşçu vs.
4- bütün bilimsel bilgileri aşma, üstüne yükselme olarak felsefe.
kısaca derlersek, felsefe toplumların sosyo ekonomik yaşam üstünde biçimlenen bilgi arayışı özelliğini koruyarak devam ediyor. insanlık, tarih boyunca madde ve tinsel burgaçta yoluna devam ediyor. ancak yaşadığımız muazzam iletişim, sosyo ekonomik yapıda kendini değiştirici olarak hissettirirken, üst yapı formlarının bu dinamikte aldığı seyri heyecanlı ve modern film gibi, elimizde olmadan izliyoruz, izlettiriyor.