diğer dillerde de benzeri olan saçmalıktır. her dilde rap, aklı başında yetişkin bir homo sapiens'e saçma gelecektir. zaten çok çok büyük çoğunlukla, çocuklar ve ergenler dinliyor. ona hitap eden bir tür ritimli şiir. basit... demagojik... keskin... çizgi film gibi bir şey. çoğu çizgi film, yetişkin bir bireye saçma gelir. türkçe veya amerikanca (burada "amerikanca diye bir dil yoktur" diye zıplayan kişi potansiyel rap dinleyicisidir mesela. heyecanlı, keskin ve çocuksu.) diye bir ayrım yok. türkiye'de de, dünyanın başka yerinde de rap denen şiir türünü, çocuklar veya yeni gençler dinler, büyük çoğunlukla. arada bir kaç yetişkin de çıkar (çizgi film izleyen yetişkin de var)... buna böyle bakmak lazım. çizgi filmler ne kadar saçmaysa, rap de o kadar saçmadır. ne kadar saçma değilse, o kadar değildir.
rap dinleyen genç kardeşlerimiz varsa; gaza gelebilirler. onlar için ayrıntılandıralım. çizgi film; nasıl sinema için bir "giriş" sayılırsa; rap de, müzik dediğimiz olgu için bir "giriş" sayılır. çizgi filmlerde, kötüler çok kötü olur... tipinden kötü olduğu bellidir. sinemaya geçtikçe, roller karmaşıklaşır. çizgi filmde karakterin canının yandığı anlatılırken üzerinden kamyon geçer. sinemada, karakterin canını yakmak için üzerinden kamyon geçirilmeye ihtiyaç yoktur. rapde de her şey bir tür gazlama, bir tür sertlik, bir tür netlik üzerine kuruludur. her şey "basit" ve "kesin" bir hal alır. şiir veya müziğin kendisindeyse; işler biraz karmaşıklaşır. anlaşılması daha güç hale bile gelebilir.
sonuçta hepsi bir zevk meselesi ama fazla bilgi göz çıkarmaz...