deniz
sürüklenir zehebî kumlar üstünde
bütün menâzır-ı hüzn-ü gurup ile yalnız
yükselen reng-i şâmın altında
öksürür nâtüvân-ü nâlende
hasta bir genç kız
bu baharın kolunda bir erkek
hüzn-i sâriye mezc-i ruh ederek
inliyor sessiz...
sonra
durgun sularda bir yıkanan gölge
göklerde nurunu kırpan
büyük, derin, nazar-âvâre
mâi bir yıldız
zehebî: altın, altın renkli
menâzır: manzaralar
nâtüvân: güçsüz, zayıf
nâlende: inleyen
sâri: bulaşıcı
mezc etmek: birleştirmek