28 days later

entry61 galeri
    43.
  1. Çok iyi başlayıp ilk bölümünde yardıran, fakat kahramanlarımızın özellikle ordu elemanlarını bulduktan sonra momentumunu kaybeden etkileyici film. Dikkat, aşağısı spoilers dolu. izlemediyseniz burda durun.

    Bir kere zombie filmi olarak nitelendirmek çok yanlış. Korku edebiyatı-sinemasının başlı başına alt-türü olan Zombiler yok bu filmde. insanlar öldükten sonra tekrar dirilmiyorlar. Canlıyken sinir sistemleri etkileniyor ve zombivari insan avcısı hiddet küplerine dönüyorlar. Çılgınlar (Crazies) demek daha doğru olabilir fakat zombie filmi değil. Zombie türünden beslenen bir yapıt diyebiliriz.

    Film çok güzel başlıyor; fakat kimi mantıksal hatalar var. Asıl kahramanımızın "Evacuation" manşetli gazeteyi şöyle bir bakıp bir kenara atması en önemli hata. Ne olup bittiğini anlamak isteyen biri satır satır okurdu o gazeteyi. ikincisi, olay örgüsünü ilerletebilmek adına yapılan mantıksızlıklar. Tüm uyarılara rağmen ana kahraman evin içinde mumlarla geziyor, anne babasının filmlerini ev videolarını izliyor (elektrik??). Ve tabi "rage" insanları armut gibi saldırıyor. Aynı durumda olan birinin, gördükleri karşısında ve kendisinden tecrübeli iki kişi varken, onların sözüne birebir uyması, hatta bi yerlerde ağlaması veya şok geçirmesi gerekirdi. Aynı şekilde bir benzin istasyonunda hiç işi yokken içeri giriyor ve yine salakça "HULLO" diye yırtınıyor. Tabi virüslü bir çocuk sıçrıyor vs vs. Bu sahneler, yalnızca filme şiddet öğesi sokabilmek için yapılan manüpilasyonlar.

    Fakat esas mantık hatası, sürekli inleyen, kabuslar gören, pek de becerikli olmayan baş kahramanımızın, ormanda kendisini öldürecek askerlerden kaçtıktan sonra bildiğiniz Rambo'ya dönüşmesi. Kelepçelerden nasıl kurtulduğu muammasının yanı sıra, 10 kişilik ordunun hakkından geliyor, bubi tuzaklarına yakalanmadan konağa giriyor, virüslü insanlardan kaçıyor, elemanları toparlıyor (bu arada elleriyle birilerini öldürüyor), arabaya taşıyor vs vs.

    Salgın öncesi bisikletli kurye olan, o ana kadar da cesaret adına pek bi şey ortaya koyamayan birinden pek de beklenmeyecek davranışlar. Aklıma Zaman gazetesini dağıtan motosikletli çocuklar geldi, ürktüm walla. Bi daha yan gözle bakmam onlara artık.

    ikinci yarıdaki bu büyük çuvallamaya karşın yine de iyi bir film. Yönetmen zaten slumdog millionaire'le Oscar kazanmış...Trainspotting hepimizin hala aklında. Yine de ikinci bölümde sosyal yorum yapacağım diye çok kasmasa ve asker/ kadın olayına çok eğilmeyip enfekte insanlara daha çok yer ayırsa iyi olurdu gibi geliyor. Mesela enfekte insanlar niye yalnızca gece saldırıyor? Bunlar insan eti peşinde olan zombieler değil, o zaman niye atlar matlar ortalıkta salına salına koşuyor? Bu yönleri, sosyal yorum kasması adına sığ geçilmiş noktalar.

    6.5/10
    0 ...