sayfaca bu kadar az olmasına ve bu kadar sade bir anlatımla yazılmasına rağmen devleşebilmiş bir eserdir kendisi. sanatın yüceliğini biraz da burada aramak lazım diye düşünüyorum. sayfalarca betimle betimle nereye kadar dimi raşya?
kahramanımız Meursault saçmanın felsefesi içinde anlamsızlaşmış, duyarsızlaşmış ve cehenneme bile çoktan razı olmuş bir adamdır. Ona göre hayat yaşamaya değmez ve bir şey öyle de olur böyle de olur, farketmez.
Albert Camus ise bunu bir başlangıç olarak görmektedir. Yani ona göre insan hayatın yaşamaya değmez bir şey olduğunu, düpedüz bir saçmalık olduğunu eğer en başından kabullenirse, bundan daha kötüsü olamayacağından, olan bitenlere daha fazla şaşıramayacağından, onun için daha yaşanılır bir hayat söz konusu olacaktır. yaşama ölümle başlamak gibi bir şey.
okuma işinin sonrasında zeki demirkubuz'un yazgı filmi de mutlaka izlenmelidir. Önce filmi izlemek gibi bir yanlışa katiyen düşülmemelidir.
"...yok olmaktansa yanmanın daha iyi olduğunu söyledim."