birinden ayrılınca zaten neden yeniden irtibata geçiyorsun? her ne kadar aydınlık dimağlar olsak da ''eski sevgiliden dost, eski kaşardan tost olmaz'' arkadaşım. bir yerde kesin patlak verir. bir gör bakalım arkadaş ortamında eski sevgilini başka bir hemcinsinle el ele, kol kola, dudak dudağa... aman allah'ım daha fazla yazamayacağım! olmuyor işte, bizim standartlarımıza ters bir kere. zaten sevgili olduğumuz dönemlerde zar zor sindirmişiz sevgilinin eski sevgililerini, işi iyice yokuşa sürmeye, hayatı zorlaştırmaya gerek yok. evet aylarımızı/yıllarımızı geçirdiğimiz bir insanı tek kalemde silmek zaten zor, hele ki en yakınımızsa o kişi. çünkü bazı durumlar oluyor, size tanıklık eden, ''o dönemlere'' refakat eden kişiden duymak istiyorsunuz geçmişinizi. bir çeşit çift dikiş diyelim, ya da sizi sizden iyi tanıdığınızı düşündüğünüz birinin ağzından kendinizi dinlemek gibi. egoizmden başka bir şey değil. arama, hiç uğraşma.
ikincisi de ''sms''. yahu daha da basitleşemezdi gerçekten. ha olura bir işiniz düşer, ne bileyim taşınırken eksik bir eşyanızın onda olduğunuzu fark edersiniz, tezinizin kayıtlı olduğu flash bellek örneğin (durumu yeterince geçerli kıldım sanırım) o zaman ararsın sorarsın arkadaşım. çok mu zor? ''bnm usb sndemi qalmış'' diye mesaj atılmaz insana. ayıp.
ayrıca ''arkadaş kalabilen'' eski çiftleri tek tek alınlarından öpüyorum. nasıl becerdiklerini gelsinler bana söylesinler. valla denemek istiyorum. sonuçta muasır medeniyet seviyesine öyle ya da böyle yaklaştık sayılır. belki ben de bir hatunla eski sevgilimi öpüşürken izlemeyi sindire... yok yok, anlatmayın, vazgeçtim.
düzetlme: ''son'' sms kısmını üstünkörü okumuşum, affedersiniz. bu durumda ''son sms'' olduğuna göre zaten bir laf sokma olsun, bir burada son sözü ben söylerim olsun, yine basitlik olarak adlediyorum durumu. tespitimde herhangi bir değişiklik yapmıyorum o halde, saygılar.