mutlu; ongun, mesut.
evlilik; evli olma durumu, karı kocadan ibaret topluluk, akit, bağ.
sır; giz, gizli kalan, gizli tutulan şey.
bağlılık, bağlanmak ciddi iş. bir fikre bağlanırsın, yeryüzünde gezen, semalarda kudrete inanırsın. paraya inanırsın, güce taparsın, sevdaya, sevgiye gelince mesuliyet alırsın. yalnız değilsin yolda. artık cebinde para varmış yok imiş ehemmiyeti yoktur. tapındığın onca güç silinir gözünden. semalara himmet edersin, elinde eli yürürsün yollarda, düşünmezsin karanlık imiş, aydınlık imiş. iki mumluk aydınlatır odanızı aşk, kaderinizi, geleceğinizi. büyük inşa günleridir, yoklar var edilir, hiç yoktan. göz açıp kapayıncaya kadar geçer zaman, zamanı hissetmezsin iki mum odada, bahtiyarsınız daima, kapınızı çalar belki müşkülat, dert. açarsınız iki mum aydınlık, ne dert kalır, kaçar çünkü; ne müşkülat, mesut ve bahtiyar iki kalbe sığar mı müşkülat, kaçar o da iki mum aydınlıktan, korkar. merak etmeye gerek yok, insan doyuyor her zaman. emek yaratır hele iki mum. çok sorguya gelmez bahtiyar, niye yok diye sormazsan. o zaman aslında varlığı yakalarsın yakasından ve elindeki varlık en güzel bir odanın en güzel köşesi, belki ikiniz, belki öteki odada uyuyan bir melek. aşk icat olmuş tek ebedi, sönmeyen kandil.
evlilik aşkı öldürür, efsane ve bahane. kırk yıllık bir maceradan iki satır.