her sene bir kaç kitap yazıp bunun kendi kitlesine pazarlamasını yaptıran etrafta boy boy reklamlarını gördüğümüz bir hocaefendimiz'in aslında tribünlere oynaması durumudur.
hocaefendi dediğiniz adamın adeta her kitabını bir popçu edasıyla pazarlaması olayıdır. her kitabı satış rekorları kırar niye mesela her evde minimum 45 dk. zorunlu kitap okuma saatleri vardır ve herkes haftasonu düzenli olarak allah'a hesap verdiğinden daha ağır bir hesap verir ev ablasına/abisine. işte o yüzden bu kitaplar yazılmak, basılmak, pazarlanmak ve satılmak/satınalınmak zorundadır. **