bu olayda eleştirilecek, aşağılanacak, hakaret edilecek şey sadce çocuk istismarıdır. kadına yönelik şiddettir, şuralıdır, buralıdır, akpli ya da laikçi(!) her ne olursa olsun, insan olan insanın göstermeyeceği davranışlar vardır. sınırlar...
çocuklara yaşatılan bu iğrençlikler, kanımı donduruyor ve biz küçükken ailelerimiz bu kadar korkmuyordu. sanırım o zaman herkes biraz daha insandı ya da bilgi çağı denilen boktan çağda manyaklar gördükleri ve duyduklarını denemeye kalkıyor ve minik kurbanlar, dağılmış ruhlar yaratıyor.
anne olarak hislerim ise; yaşam hakkının ve beden bütünlüğünün kutsallığına sonuna kadar saygılı biri olarak söylüyorum eğer biri yakınımda bir çocuğa bunları yaparsa, karıncayı incitmemiş ben, ellerimle parçalarım onu.
burada yaşadığım yerde zihinsel engelli bir kadın var. kadın yazıyorum ama o böyle bir ayardında değil ve tecavüz sonucu doğurduğu bir çocuğu var devlet korumasında. çocuğu olmadan, o kadın bunları yaşamadan koruyamaz mıydı devlet onu.
mesele devletin ve kolluk kuvvetlerinin erkek egemen bakış açısı. koruma isteyen kadın öldürüldükten 3 ay sonra korumaya giden, kendisine fiziksel ya da cinsel şiddet uygulayan kocasından kaçıp son çare karakola sığınan kadını kocasına geri veren, her nasılsa sığınmaevlerinin bile adreslerini gizleyemeyip oradaki kadınlara kocalarını saldırtan zihniyet değişmedikçe daha çok boğazımızda düğümlerle arayacağız birbirimizi. ağlayacağız biz kadınlar kadın arkadaşların omuzlarında.