felek çakmağını üstüme çaktı

entry9 galeri
    5.
  1. en sevdiğim iki türkünün, ya da şöyle diyelim en çok ciğerime nüfuz eden iki türkünün sözlerinin erçişli emrah tarafından yazılmış olması şu zalim feleğin erçişli emrah'a ettiği iş ilendir. ciğerdelen türkülerini dinledikçe, acaba nasıl bir acıyla büyütmüş ki hasretini, sözün kalbini kanatmış diye düşünmeden kendimi alamıyorum. - bunlar sözcük müdür yoksa tuz ırmağı mı- bunlar tuz ırmağı, bunlar kanayan serçe parmağı'mın elini tuz'a batırmasının sızısı, bunlar kaderin bu işte parmağı var dediğim o an. ve dahi kalbi kanamış bir sözün, sonsuz bir sessizlikle bulaşması. acının dili. bunun için bu türküleri kim söylerse söylesin değişen hiçbir şey yok. bu türkü, bu hudsuz sessizlik, bu sızısı dinmeyen acı diline geldiğini güzelleştiriyor. o kadar güzel ki suya bakınca artık ben yokum, bu gürültü yok. sonsuz kere su var, sonsuz kere suyun sızlaması, sonsuz kere tuz ırmağı. felek işte, bizi böyle hâlden hâle koyuyor, dönüştürüyor, döndürüyor. sevgilinin çeşmin yaşını tutuşan kuyudan esirgediği ve feleğin attığı taşın kuyuyu kapattığı yerde, suya açılan bir kapı vardır. orası tanrının güler yüzüyle bizi karşıladığı eşiktir. arkada bıraktığımız da onun eşiğine yüz sürmemiz için yürümemiz gereken yol. ben buna inanıyorum, oraya çölü geçerek gelinir, oraya çölü geçerek gelinir, oraya çölden geçerek gelinir. gidilir değil, gelinir çünkü burada dönüş yolundan bahsediyorum. bu dünyadan kırılmadan geçebilene aşk olmaz. aşk'sız olan da cennete giremez, bana böyle öğretildi. dünya birçoğumuzu kırdı, bir çoğumuzu sakat bıraktı ve hala vicdan azabından ölmedi. çok kötü biri dünya, cennete giremicek sırf bu yüzden. dünyada olan dünyada kalacaksa da yine bu yüzden. kimse başka neden aramasın. ya da velhâsılı:

    ''ölüyoruz demek ki yaşanılacak''
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük