mantıklı olandır, kimse kusura bakmasın. bu işin siyasi tercihle, partilerle bir ilgisi yok. zaten cumhurbaşkanının hesapta partilerüstü olması gerekiyor, tabi bir partinin içinden çıkan adamın ne kadar partisinden bağımsız olabileceği tartışılır. en iyisi ahmet necdet sezer gibi anayasa mahkemesi başkanı falan olacak. neyse konu dağıldı. demem o ki cumhurbaşkanı bir memleketin en yüksek makamıdır. sadece idarenin başı, kanun geldiğinde onaylayıp yayınlayan adam ya da sağda solda gezen adam değildir. dışarıda ülkenin sembolü; içeride devletin egemenliğinin,çoğulculuğunun sembolüdür. net olmayan cümleler kuruyorum çünkü anayasada da kanunlarda da cumhurbaşkanı ile ilgili çok yüzeysel hükümler vardır. * tabi bizde ülkenin içte de dışta da yüz başbakan oldu, o da abdullah gül'ün pasifliği ona da bir şey diyemem.
edit: belirtmeden geçemeyeceğim ki, ülkemizdeki şu mantığa hasta oluyorum:
birilerinin durumu kötüyse, durumu iyi olanı da sikelim ki adalet olsun. nedense kimsenin aklına durumu kötü olanı ihya etmek gelmiyor. cumhurbaşkanının maaşı 2500 lira olsa ne fark eder? bunun maaşı 650 lira asgari ücret olan adama ne faydası var. ya da haftada 80 lirayla ev döndürmeye çalışan bakkal çırağına ne faydası var.