herkesi türk milliyetçisi sanmaz. ermeniyi, lazı, çerkezi görmezden gelmez. emeklerini ve uğraşlarını da yok saymaz. kibrit suyu bir tarafa da daha kim olduğunu bile tanımlayamayanlar tarafından nefret edilendir türk milliyetçisi. hadi tarifi baştan yapalım ve yanılgılara da değinelim arada...
milliyetçi düşünce her ne kadar çok daha eskilere dayansa da bugün algıladığımız manada değildir. yani mesela bilge kağan'ın milliyetçiliği vs... her millet gibi türk milleti de yaşadığı coğrafyada etkin olarak varlığını sürdürebilmesi için devletini dizayn etmiştir. bu dizayn aşamaları kimi zaman orduda kimi zaman dinde, kimi zaman sanatta vs. değişik politikalar üretilmesini sağlamıştır. bütün bunları milliyetçiliğin tarihi olarak görmek bence pek doğru değil. en azından burada tanımlanmaya çalışılan şey bir insan ideolojisi. milliyetçi politikalar değil.
modern ideolojiler devrinde türk milliyetçiliğinin doğumu fransız ihtilali sonrası gelişen akımlara tarihlenir. haklılık payı olmakla birlikte, buna daha çok "göz önünde dillendirilen" misaller bu tarihle birlikte başlar desek daha doğru olur. bir de mesela asya içlerinde gelişen türk milliyetçiliği akımlarının tetikleyicisi, batı karşısında gerileyen osmanlı aydınında olduğu gibi fransız ihtilali değil, rus zulmü karşısında ayağa kalkmak isteyen insanların örgüsüdür. dolayısıyla türk milliyetçiliğinin farklı coğrafyalardaki doğuşu ayrı incelenmelidir.
bugün bir çok milliyetçilik karşıtı insanın yaptığı gibi, milliyetçileri tanımlarken fransız ihtilalinden bu yana gelişen süreçleri görmezden gelip, azınlığı vurdulu kırdılı işler yapan ülkücülerle meseleyi halletmeye çalışırsanız, komik duruma düşersiniz. bunlar ergen komünist ağızlarıdır, ciddiye alınacak ilmi bir tarafı yoktur. bu emperyalizm askerliği meselesi de ayrı bir konudur.
efendim, sandığınız gibi, türk milliyetçileri okumaz-yazmaz, serseri insanlar değildir. bilakis, türk milliyetçiliğinin tarihini okursanız, ideolojik olarak türk milliyetçiliğini örenlerin, yaşadıkları bölgelerde önde gelen ailelerin okumuş-yazmış çocukları olduklarını görürsünüz. hatta, daha iddialı bir şey söyleyecek olursak, türk milliyetçiliğinin ilk misallerini dillendiren o isimlerin yaşadığı şehirler de, ülkenin geri kalanına göre fazlaca gelişmiş olan şehirlerdir. gaspıralı ismail bey ve zeki velidi togan kolay anlaşılıp araştırılabilecek isimler olduğu için misal olarak gösterebilirim. bakarsanızi okumuş ailelerin okumuş çocukları olduklarını görebilirsiniz. anadolu ve balkanlar için de durum aynıdır. hatta o yıllardan çok sonra, türk dünyasının sscb bölgesinde milletin yolunu aydınlatan ve hürriyet ateşini yanar vaziyette tutanların da "aydın" olduklarını görürsünüz. imparatorluğun son dönemlerinde istanbul'da milliyetçiliği dillendirenlerin de pekala iyi okur-yazar olduklarını söyleyebiliriz. sizin adınıza üzgünüm ki türk milliyetçileri öyle sefil, pislik insanlar değildir.
türk milliyetçiliğinin veya türk milliyetçisinin ne olup ne olmadığı konusunda daha çok şey söylenebilir. keyfim yeterse söylerim ayrıca.