tut ki yuregimden ucup gitmesin gün batımları,
bir bakla daha kırılmasın zincirimden,tutmazsan yoldan yaya geçitleri silinir
sandalyelerin, masaların üç bacağı kalır.
tekneler fırtınaya yakalanır, delinir ayakkabıların altları.
eve dönmem belki, kendime de dönmem...
tut sen ruhumun uçurtmasını, asılı kalır yoksa telefon tellerine.
tut ruhumdan, bir dilek tutarcasına sımsıkıca,
ve gözlerini kaçırma yüreğimden, delsin bir bakışın gögüs kafesimi.ve tut hüzünlerimi,
düşlerimi,
sevinçlerimi
bütün iyi niyetlerimi...
sen tut yinede,nasılsa parmak izlerine alışık faili meçhul yüreğim.