sevgilisi tarafından şımartılmış kızın arkadaşları

entry2 galeri
    1.
  1. karakter sınırına takılmamak için epey yırtındım dostlarım. sonunda en uygun konformasyona bu şekilde ulaştım.

    efem bu insanları tanımlamak gerekirse herhalde rahatlıkla allah'ın sevgili kulları diyebiliriz. yapabiliriz bunu. çünkü en zor imtihanlardan birine tabi tutuldukları aşikar. cinsiyetleri ne olursa olsun bu insanlar, bence, iki ucu boklu değnek benzetmesinin anlamını gerçekten iliklerine kadar hissedebilmiş insanlar.

    isterseniz bu imtihanın çıkış noktası, müsebbibi olan o yavşak sevgiliyi kısaca tanımlayım. ya eşşek gibi aşık olmaktan, ya daha önce hiç aşık olmamış olmaktan, belki de daha önce hayatında hiç sevgili sahibi olmamış olmaktan muzdarip; ama her halükarda zavallı bir insandır bu sevgili. her ne sebeple olursa olsun kızı olduğundan belki 10 kat, belki 100 kat daha iyi, daha güzel, daha anlayışlı, daha zeki, daha süper görür. fikrini sadece kendisine saklasa esasında büyük bir problem değil. hatta bence iyi bir özellik aşık olunan kızı insanüstü olarak görmek ama fikirlerini kızla da paylaşmaya başlayınca, özellikle kız da çabuk etkilenen bir malsa işin rengi değişiyor ve iş bizim hiç istemediğimiz boyutlara gelebiliyor.

    bu yavşak sevgili, başlangıçta kız için kendisini adeta hayata yeniden bağlayan, mutluluk hormonu desteği veren iyi huylu bir organizmayken daha sonra kızın beynine gönderdiği aşırı telkinle adeta bir ura, bir kanserli yapıya dönüşüyor ve kızın ayaklarını yerden birkaç metre yükselterek kızın gerçeklikle olan bağını neredeyse tamamen kesiyor. kız da zaten bu noktadan sonra iflah olmuyor.

    nasıl mı iflah olmuyor? şöyle anlatayım. yavşağın verdiği telkinlerin başta abartılı olduğunun farkındayken sonraları yavaş yavaş bunlara inanmaya başlıyor. gerçekten kendisinin bir melek olduğunu, her şeyin en iyisine layık olduğunu, her şeyi başarabileceğini, velhasıl insanüstü özellikleri olduğunu sanmaya başlıyor. bu inancından dolayı bir süre sonra yakın arkadaşlarına bile isteyerek ya da farkında olmadan tepeden bakmaya başlıyor. her şeyin en iyisine layık bir kadın, bir jennifer love hewitt, bir scarlett johansson, bir brooke burke olarak bu arkadaşların da kendisine yakışmadığını; o halde yakışmak için biraz çaba göstermeleri, örneğin mütemadiyen övgülere boğmaları veya her türlü emrini yerine getirmeleri gerektiğini düşünmeye başlıyor. arkadaşları da bu tavırlardan dolayı araya biraz mesafe koymayı tercih ediyorlar tabi.

    peki mesafe konunca aklı başına geliyor mu kızın? elbette hayır. bu sefer zaten kendisine layık olmayan bu arkadaşlarından iyice soğuyor ve yalnız kalıyor. yalnız kaldıkça da sadece sevgilisinin kendisine yeteceği gibi salakça inançlara sahip oluyor. bu arada elbette bütün vaktini ve mesaisini bu kıza yavşamak için harcayan sevgilisi de yalnızlaşıyor ve ikisi iyice birbirlerine bağlanıyor.

    peki sonra ne oluyor? tabi ki çok muhabbet tez ayrılık getiriyor. ayrılıktan sonra yanında yakın arkadaşlarını bulamayan kız depresyona giriyor.

    işte yakın arkadaşın imtihanı budur sevgili okurum. kendisi bu sonu en başından bildiği halde kıza yardımcı olamıyor. üstelik kızın küstah tavırlarından dolayı ister istemez ondan soğuyor. ama bütünüyle kopamıyor. çünkü arkadaşının farkında olmasa da zor bir durumda olduğunu ve ona mutlaka ihtiyacı olacağını biliyor. bu yüzden bütünüyle kopup ne halin varsa gör diyemiyor ve mecburen hiçbir şey yapamayacağı bu imtihanın son saniyesine kadar sınav yerinden ayrılmıyor. çile dolduruyor.
    0 ...