türkiyede futbolun bu kadar çok sevilmesinde etkisi büyük spor aktiviteleridir. çeşitli kurallar ve klişeleşmiş sözler içerir. hakem yoktur. ilk önce bir mahalle bulunur genel olarak takımlar 2 şer taştan kale kurarlar. kaptanlar takımlarını seçerler kalecilere genel anlamda değer verilmez en kötü oynanan kaleye konur. kaleye konan eleman maç içinde 3 gollüğüne kaledesin sonra ben geçicem diyerek kandırılır kalecilerin bazıları bilerek gol yerler bunun neticesinde. arabalar sürekli maçı bölerler bu bölme sırasında sen arkadaydın,top bendeydi gibi kavramlar ortaya çıkar. üst direk olmadığı için havadan toplar maç içinde oyuncuların kararıyla belli olur. aut mu gol mü tartışmaları sürerken bir tarafın isyankar oyuncusu tamam ağlama gol der veya bir takımın enayi oyuncusunun lafı üzerine adamın gol diyo klişesi ortaya çıkar. herhangi bir taktik yoktur. paslaşma azdır genel anlamda defanstan çalımlarla yaldırmaya çalışmak vardır. en zevkli olaylardan biri gol atan oyuncunun o dönemin meşhur oyuncularından birinin adını kendine koyarak bağırması ile oluşur. maçın ortasında mahallenin adamlarından biri at bakalım babanın kıllı göğsüne diyerek oyunu böler büyük ihtimal kazma olduğu için topu kaçırır. top kaçıran adam topu almakla yükümlüdür. bazen hafif ezik tipler top almaya yollanılır. garip kavgalar çıkabilir, küfürler havada uçuşur. frikik sırasında adım sayan adama sen tuvalete demi? öyle gidiyon denir. herşeye rağmen bu maçlardan alınan zevki hiçbir futbol aktivitesi geçemez. şu yaşta mahalleye gidip oynayasım var öyle derinden etkiledi.