eflatun'un bir kitabında bahsettiği iki filozofun karşılıklı konuşmasından çıkarak ortaya atılan efsane. ar mıydı yok muy bilinmez. kimilerine göre vardı, abartıldı. ilyada ve odessa'da homeros'un bir hikayesi idi. ancak çanakkale'de truva kalıntıları bulunulduğu vakit aslında bu efsane'nin bir kısmınında olsa gerçek olduğu hissiyatı oluşmuştur. insanların bire bin katarak nesillerden nesillere aktardıkları hikayeler zaten bilinmekte. bundan yola çıkılarak, batmış bir kıta yada deniz altlarında batık antik bir şehir atlantis olgusununda kısmen, gerçek olduğunu ispatlayabilir.
asıl önemli olanda bu değil bence, eflatun bu insanların ortalama bir yunan medeniyetinden daha ileri bir seviyede teknolojiye sahip olduğunu belirtmekte. batı insanıda doğuda yada günümüzde kendinden geride kalan her medeniyetin şahane tarihi kalıntılarının mimarlığını bu medeniyetin üstüne yıkmayı farz bellemişlerdir. mısır piramitleri, maya kalıntıları ve dünyanın 7 harikasının bir kaçı felan. batık bir ortalama medeniyetin keşfinin mısırlıların ve mayaların haklarının teslim edilmesi anlamında keşfedilmesi önemli bir hadise olabilir. *