mankurtlaşmak diye bir şey vardır bilir misiniz sözlükçüler? insanın yurttaşlık, bireylik gibi çağdaş dünyaya ait kavramlardan arındırılıp, kulluğa köleliğe doğru hem de bile isteye gidişinin hikayesidir.
gazeteci yazar merdan yanardağ bunu cengiz aytmatov'un aynı adlı eserinden yararlanarak çok iyi anlatmış:
"Aytmatov'un söz konusu kitabındaki yan öykülerden biri çok sarsıcıdır. Mankurt... Kataptaki bu bölüm insanın adeta kanını dondurur. Yüzlerce yıl önce Orta Aysa bozkırlarında yaşanan gerçek bir hikayedir bu.
Göçebe ve savaşcı bir boy olan Yuan Yuanlar, Sarı Özek bozkırında yaşayan Naymanlar'dan tutsak aldıkları gençlere akıllara durgunluk veren bir işkence uygularlar. Açık alanda, bozkırın ortasında yere yatay şekilde hazırlayıp kazıklara bağladıkları çarmıhlara gerdikleri esirlerin kafalarına yaş deve derisi sararlar. Bozkırın karasal ikliminde yazları kavrucu bir sıcak vardır. Bahar aylarında yeşeren çimenlerin ömrü bile çok kısadır.
Güneş altında kurumaya ve daralmaya başlayan kalın deve derisi esirlerin kafalarını sıktıkca tarifsiz acılar verir. Bu uygulama günlerce sürer. Esirler sonuçta ya ölürler ya da sağ kalanlar bütün bilinçlerini ve belleklerini yitirirler. Dahası kendisini esir alan Yuan Yuan'dan başkasını tanımaz, sadece onun söylediklerini yapar ve emirlerine uyarlar. Onlar bir köle bile değildir. Bilinci, belleği, düşünme yeteneği alınmış ama bir insanın bütün yeteneklerine de sahip, efendisine kayıtsız şartsız itaat eden bir makina gibidirler. Annelerini, balarını, kardeşlerini ve kaimlerini tanımazlar. Bilinci ve ruhu ele geçirilmiş bir köle olarak efendisinin işlerini yapar, çalışır ve gerekirse savaşırlar.
Yazar Orta Asya halklarının böyle kişilere o dönemde "Mankurt" dediğini belirtiyor. Aytmatov yaşanan duruma da "mankurtlaşmak" diyor. Mankurtlaşan kişilerin en önemli özelliği şudur; onlar başkaldırmayı ve itaatsizliği hiç düşünmezler, verilen emirlere birebir uyarlar. Onlar insanların bütün yeteneklerine sahip birer hayvan haline gelmiştir."