efendim 70'lerin sonunda fikir akımları ve fraksiyonlarla ,gençler kendilerini okuyarak ya da okuyanlarla sohbet ederek bir bilinç dahilinde sağ ya da sol görüş içinde ortak idealler peşinde koşarak tatmin edebiliyorlardı,yıllar geçti 80 ihtilali ve arkasından özal'llı yıllarla beraber medyanın gelişmesi sonucunda sefilleri yarışma programlarında geçen bir soru olarak bilen kuzey ve güney yarım kürenin ayrımını yapamayan yepyeni bir kitlemiz oldu üstelik modern çağın tüm nimetleri bu gençlerimizde mevcuttu, üniversite eğitimi sırasında okul notları dışında hiçbir kitap yüzü görmemiş bu yeni kitle tüketim çılgınlığının en büyük pazarıyken tv'de bir adam belirdi ilk başlarda popüler kültür ögesi olarak hayatımıza giren okan bayülgen sanırım yaşlandıkça bari şu kadarda izim kalsın hayatta demiş olacak ki, progamlarını 80 öncesi kuşağın jargonuna yakın fakat milenyum imkanlarıyla yapmaya başladı,içinde biraz ışık olanlar için hem marjinal hemde enteresan bir kimlik haline geldi tv8'e geçmesine rağmen tutma sebebi budur apolitik kimliklerin doğası gereği kimlik edinme sevdasıdır,işallah uzun seneler dururda hakkı devrim yaşında tadından yenilmeyecek huysuz bir ihtiyar çıkar.
not:muhallebi kralında seyrettiğim okan bayülgen üzerine yazılmıştır.
