mavi önlüklü kız

entry1 galeri
    1.
  1. mavi önlüklü kız

    başın dik girdin okul bahçesine , üstünde buruşuk mavi önlükle, diğerleri dikkatle seni süzüyor farklısın hemen, daha ilk başta, yeşil üniformalar içindeki beyaz tenli çocukların yanında. ne yapacağını bilemeden ilerliyorsun. birkaç çocuk:
    “çingen gızzzzz, garaaaa, garaaaa çingennnnnn … “
    dönüp bakıyorsun, kızgın değil, üzgün değil ama alışmış da değil sadece düşünceli…
    …
    yemekhaneye doğru ilerliyorsun ama sıraya girecek cesaretin yok, diğer çocukların alaycı bakışları rahatsızlık vermiş belli…
    …
    -canım gel hadi, sıraya gir senden sonra gelenler yemeklerini yediler bile …
    -yok aç değilim ben yemeyeceğim, öylesine bi’ baktım, yukarı çıkacağım…
    …
    belli ki benim durumu anlamama içerlemişsin, gurur yapıyorsun, istesem sıraya da girer yemek de yerim bakışları…
    …
    -olsun benim hatırım için ama… sonra acıkırsın diye söyledim hadi lütfen…
    -peki sizi kırmak istemem.
    …dedin güzel türkçenle.
    …
    boş bir dersimde öğretmenler odasının penceresinden, (5.sınıf )beden eğitimi dersindeyken size bakıyordum.

    …
    yeşil üniformalı çocuk: ben bu çingenle gurup olmam örtmenim, baaaa neeee, yeağğğ
    öğretmen: abdullah çık , duvarın dibinde bekle sen oynamayacaksın !
    mavi üniformalı kız: öğretmenim, oynasın lütfen, ben feyzaların gurubundan olayım olmaz mı?
    …
    zil çaldığında yukarı çıkarken yaklaştım sana:
    -az önce pencereden sizi izledim sanırım bi’ haksızlık olmuş, pek anlayamadım sorun neydi?
    - sorun yok öğretmenim sadece güçlü, güçsüz diye abdullah mızıkçılık yaptı, ben kızım ya gurubuna bi’ erkek istedi ama sonra oynadık hep beraber hepsi bu…
    -hııım, tamam bakalım.
    …
    bi’ gün yanıma geldin,
    - öğretmenim bunları size getirdim.

    … sarı, tozlu ve biraz da buruşmuş papatyalar.. belli ki beni görene kadar elinde sıkı sıkı tutmuşsun.

    -teşekkür ederim, çok güzeller, neye borçluyum bu papatyaları?
    -hak ettiniz de ondan?
    -neden ki?
    -geçen gün, öğleden sonra abdullah’ı yanınıza çekmiştiniz ya ben sınıftaydım.
    … cebinden bi’ kağıt çıkardın ve okumaya başladın
    ” bizi bağlayan sevgidir renkler değil ayrım yapmayın, nereden gelirsek gelelim, hangi dine inanırsak inanalım hangi ırktan, renkten, cinsiyetten olursak olalım hepimizin ortak yönü insan olmak”…öğretmenim siz kapıda konuşurken, başkaları içeri girince siz beni gördünüz ve sustunuz ya aslında ben hepsini duydum son söylediklerinizi not almak geldi aklıma, bana böyle dediklerinde sizin söylediklerinizi anlatacağım, abdullah bana çekirdek verdi. barıştık artık. kocaman bi’ gülümsemeyle uzaklaştın.
    yazamadıkların şunlardı mavi önlüklü kızım:
    - abdullahçım, insanların canını acıtıyorsun son zamanlar..
    - ne dedim ki örtmenim ben?
    -hani berfin varya geçen gün seni öğretmenin cezasından kurtaran, fark ettin mi senin için üzüldü?
    …merakla baktı.
    - sen çok iyi bi’ çocuksun aslında ama bazen şaşırdığını fark ediyorum şimdi onun yerine koy kendini, tamam mı?
    -tamam örtmenim.
    - sarı çiyan, sarı çiyannnnnnnnn…. hoşuna gitti mi abdullah?
    …
    - gitmedi örtmenim.
    … sonrası senin duydukların işte.

    renk, ırk, cinsiyet, din, dil, değil bizi bağlayan sadece sevgi demiştim ya sen çingene diye çağrılan çocuk tercih etmeyeceğin bir ırk ve aileye mensup olarak geldin ki ne insanlar ne de içinde bulunduğun çevre seni kendine benzetemedi, reddettin farklı olmayı başardın ama hep böyle kalmayı başarabilecek misin canım? daha 11 yaşında, dünyanın adaletiyle(!) dalga geçiyorsun, büyü de gel mavi önlüklü kız, bi’ göreyim nasıl yenmişsin önyargıları o güzel karakterinle…
    0 ...