ömrün ellerin arasından hızla akıp gitmesi

entry9 galeri
    1.
  1. genç yaşlarda pek farkedilmeyen hadisedir. yaş ilerleyip orta yaşlarda bu biraz daha kendini fazla belli eder. artık atik, zinde bir birey olmaktan yavaş yavaş çıkarken zamanın ne kadar hızlı geçtiğine onay verirsiniz istemeden. maziyi ziyaret edersiniz usul usul. yaşlanmaya doğru koşar adımlarla gittiğinizin bilincine varırsınız. 20 yaşındaki sizden eser yoktur artık. ileriyi düşünmekten geçen ömrünüz, artık geçmişi düşünerek, geçmişte yaşadığınız mutlulukları yad etmekle geçer.

    o yaşlarda insan tekrar gençleşmeyi de bir hayli ister. ellerinin arasından su misali akıp giden ömrünü izler birşey yapamadan. her yaşın bir güzelliği vardır elbette ama kim ister ki sevdiklerinin oyun masasından bir bir kalkıp gitmesini. yaşlılık bunu kabullenmeyi ve bir gün sizinde o masadan sessiz sedasız kalkacağınız anlamına geliyor.

    "keşke zamanı durdursam" yerine artık "keşke zamanı biraz yavaşlatabilsem" demeye başlıyorsunuz. siz yavaşlatmak istedikçe aksi şey daha da hızlanıyor gibi geliyor. orta yaşlardan bir bakmışsınız yaşlılığın o ahşap, eski püskü kapısındasınız. içinizden geçer içerde umarım kimse olmaz da kapıyı açmazlar diye ama nafile illaki içerde biri olur ve o kapı açılır. bu sefer kaybetme korkusu daha da ağır basmaya başlar. bir bakmışsınız canınızdan çok sevdiğiniz, onun bir tebessümü uğruna kendinizden her konuda feragat ettiğiniz hayat arkadaşınız yanınızda gözlerini kapatır ve ruhu sizden uzaklaşır. bir daha gözlerine bakarak onu sevdiğinizi söyleyemeceksinizdir. hayat denen oyunda masada tek kalmışsınızdır artık. onun sizi bir yerlerden izlediğini bilseniz de yanınızda olmayıp, elini tutamadığınız için yüzünüz düşer. bir zamanlar korktuğunuz yaşlılık bu sefer yanında yalnızlığıda getirmiştir. bu sefer aklınıza gelen tek şey "bir an önce ölmektir".
    5 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük