normalde bir ülkede kurallar ve kanunlar toplum düzenini korumak, toplumda güven ve huzuru sağlamak içindir; ama sanki bizim ülkemizde bu kurallar ''bir iki salak bunlara uysun da kurallara uymayan akıllılar avantaj sağlasın'' diye düşünülerek konulmaktadır. sayısız örnek anlatabilirim bu düşüncemi destekleyebilek. mesela sigara yasağı var değil mi? eğlence yerlerinde, kafelerde yasak ama adliyede yasak değil sigara. bursa' da 20 tane icra dairesi var. bir iki tanesi hariç hepsinin müdürü dairede sigara içebiliyor.
ben bana bu entryi yazdıran, bana feyz veren olayı anlatayım en iyisi; bir trafik kazası geçirmiştim ve yaralanmıştım. taksirle yaralamadır bu suç. şikayetçi olmak istedim haliyle kazada kusurlu olan şoförler hakkında. eğer başınıza böyle bir şey gelirse ve şikayetçi olmak isterseniz işin en zor kısmı polisleri şikayetçi olduğunuza ikna edebilmek sevgili arkadaşlar. olmamanız için her şeyi yapıyorlar çünkü. alnımda 8 dudağımda 3 dikiş ve balon gibi şişmiş bir yüzle oradan oraya evrak götürüp durdum. hastaneden taburcu olduğumun ertesi günü karakola gitmem gerekti mesela. gittim gitmesine ama benimle ilgilenecek adamlar orada yoktu mesai saati içinde. yarım saat ağrıyan bir sırtla bekledim bunları. birkaç gün sonrasında çok sevdiğim bir kitapçı abime uğradım. başımdan geçenleri anlattım ve polislere olan tepkimi dile getirdim. o da devlete getirdi konuyu. bense bunun devletin değil o polisin bireysel hatası olduğunu düşündüğümü söyledim ve şöyle devam etti konuşma;
ben: abi sen kitapçısın mesela ve korsan kitap satmıyorsun asla. işini düzgün yapıyorsun, sorumluluğunun farkındasın. o polis de senin gibi davransa, herkes senin gibi düşünse ilgili mesleğini senin gibi yerine getirse sorun kalmayacak.
kitapçı: biz salağız oğlum. niye bizim gibi yapsın ki? kanunlar senin benim gibiler bir şey yapamasın da yapabilenler avantaj sağlasın diye var zaten.
