toplu taşımada yorgun-argın evine tıkış-tıkış dolup gitmek zorunda olan insanlara molotof atarak, varoşlarda sağlık ocağına kucağında çocuğu ile giden kadınlar doktor-hemşire içeride olduğu halde, sağlık ocağını yakmak isteyen, gösterilerde belediyenin diktiği ağaç fidanlarını bile söken kişilerin kafasına sıkmalı.
insanlığa karşı suç işleyenler insan haklarından bahsedemez. insan olmayan yaratıklar toplumda asalak gibi yaşayarak etnik faşizm i sosyalist söylemler ile süsleyip savunur iken insanlık-hak-adalet-özgürlükten kimse bahsedemez.
normal-gösteri hatta siyasi bir olay-demokratik hak denen bu olaylar avrupa-abd de olsa bir de metroda patlayan bombaların faillerini veya ikiz kule de ölen insanların katillerini savunur biçimde söylemler ile yapılsa, bu molotofu atan-yapan insanı sokakta vatandaş "yeter lan" diyerek ruhsatsız silahı ile kafasından vurup öldürse bu vatandaş kahraman ilan edilir, devlet ödül verir, örnek milis-vatandaş seçilir.
ülkemizde bu olmalı.
arabası ile veya belediye otobüsünde yada sağlık ocağında eşi-çocuğu ile olan insan molotof ile yakılmaya çalışıldığında, bu insanlık düşmanının kafasına sıkan vatandaş, anayasal hakkını kullanmış olur.
çünkü, yaşam ve güvenlik hakkı devletin anayasal sorumluluğunda olup, devlet acz veya yetersiz kaldığında vatandaş nefsi müdafasını yapmalıdır ki, karşınızda olan insanlık düşmanı devlete karşı bir oluşum içindedir.
işte, bu vb durumlar olmaması için devamlı güncellenen ve son cmk ile orantısız güç kullanma vb tanımlar ile sadece vatandaşın değil güvenlik güçlerininde elini-kolunu bağlıyorlar.
bu sempatizan sınıfında olup dağ kadrosu için adeta eğitimi sokakta alan kişiler nadiren hapse giriyor ve hapiste bilinçlenme-şartlanma ile tam bir militan olup dağ kadrosuna katılıyor.
hiç bir caydırıcı etken yok ve bu insanımsılar yaptıkları ihanetin sonucunda bir zarar görmeyeceklerini biliyor. bu kör kısır döngüyü yöneticiler ve kanun koyucular ya bilgisizlikten ya da ihanetten yaratıyor.
iç savaş çıkar söylemi ile ya toplumu tanımıyor ya da yönettiği devletin gücü-tarihi-benliğini bilmiyor. düz mantık ile normal bir zeka-eğitim seviyesinde olan insanın anlayacağı basitlikte olan bu açıklamalar absürt gelebilir ama bilinen resmi rakamlar ile 50.000 ölü meydana gelen bu terör(aslında savaş) olayında yaşananlar olağan dışı bir durum olup olağan tedbirler ile çözümlenemez.
tüm dünya tarafından kabul görmüş bir terör ile mücadele yasası yoktur. hatta bizler özgün bir yasa da yapmamıza gerek yok. sadece son araba yakmalar ile gündeme gelen fransa-ingiltere olaylarında işletilen yasaları-tedbirleri uygulayalım yeter. zaten abd nin 11 eylül sonrası harekat politikasını uygulayalım demiyorum ki, o'zaman ülke de kürt kelimesinin "k" sini bile bu insanlık düşmanları rüyasında bile söyleyemezler.
zavallı ülkem,
cehalet ve ihanet cocktail i içmiş insanların elinde ne hale gelmiş?