c. bukowski'den w. packard'a ;
Bence halkın şiir ve sanata yaklaşımından endişe duymalıyız asıl. Ne olduğu konusunda hiçbir fikirleri olmamasına rağmen canı çeken herkesin yapabileceği bir şey olduğunu sanıyorlar. Öyle hissediyorlar Jill ve Boby kolejden mezun olduktan ve evin borcu ödendikten sonra onlar da yapacaklardır. Birçoğu kendilerini sanatçı olarak görür zaten. Oo, Boby resim yapar, Jill yazar... Bunlar sanat kursuna filan da gitmiş olabilir. işlerine kan katmayı götü yemez bunların, delilikle kumar oynamazlar, işlerini gerçekleştirmek için açlık çekmeyi göze almazlar. Sanat öyle bir şey değildir onlar için. Ünlenmek isterler, ama rahatlarından ve güvenceden feragat etmeden. Sanatçı oldukları iddiasıyla ortalıkta dolanıp ünlenmeyi beklerler. Bu arada sekiz saatlik bir işte çalışıp duvarları yıkmaya çalışmaktansa akrabaların yardımıyla hayatta kalırlar. Yumuşak ve geniş bir şeydir sanat onlar için, temiz pak. fransız, Alman ve özellikle ingiliz aksanıyla konuşan güzel insanlar tarafından yapıldığını sanırlar. Bir otobüs şoförünün ya da aşçının ya da çiftçinin de sanat yapabileceği akıllarının köşesinden bile geçmez. Nereden geldiği hakkında en ufak bir fikirleri bile yok. Acıdan gelir, lanetlenmekten gelir, olanaksızlıktan gelir. Ruhun karnına indirilen bir yumruktur sanat. Yanmaktan gelir, dağlanmaktan gelir, şiddetten gelir. Ölümün ortasında fazlasıyla hayatta olmaktan gelir. Yeni ve korkunç yerlerden gelir... Eski ve korkunç yerlerden gelir...
Allah hepsinin belasını versin! Onlar hakkında konuşarak zamanımızı harcıyoruz! Ve onlarla konuşarak... Kaynağa inelim, hala oradaysa, çünkü o da olmasa bunlar gerçekten canavar kesilebilirler! Hem de nasıl...