akvaryum

entry81 galeri video1
    36.
  1. bilginin aşırı derecede şart olduğu hobi.

    neden aşırı derecede dedim? çünkü, hobiye ilk başlayanların ne su kimyasından haberi vardır, ne hangi balıklar birbiriyle sorunsuz yaşardan haberi vardır, ne ışıklandırma çeşidinden haberi vardır.

    gider bir akvaryumcuya, "ver abi şu japonu, şu lepistesi, yanına şu sarı balıklardan atalım(sarı prenses), sonra ver şurdanda 35-40cm lik bir akvaryum. bir avuç kum ver. " der çıkar evine gider. doldurur musluktan suyu, sonra hiç durmadan atar akvaryuma canlıları. japon lepistesi yutar, yutamazsa lepistes japon'un kuyruğunu yer. sonra sarı prenses ortama alışınca kalan balıkları yer. olay böyle gelişir. halbuki b işe girilecekse bilgilenilse, japon balığının dişsiz balık olduğu , soğuk sularda bakılması gerektiği ve 10-15 litre akvaryumda bakılamayacağı bilinse. lepistes'in sıcak su sevdiği, bitkili akvaryumlardan hoşlandığı bilinse ve sarı prenses'in bir çiklit olduğu, sert balık olduğu, sert sulardan hoşlandığı ve kayalık dekor istediği bilinse hiç böyle şeyler yaşanmayacak. ama ülkemizde durum kesinlikle böyle değil. akvaryumculara güvenip sonra hobiden soğumalar, balıkların telef olması gibi sorunları yaşayan çok kişi vardır.

    dediğim gibi gerekli su şartlarını sağladıktan sonra bakılamayacak balık yoktur. mümkünse ayrı habitattan gelen canlıları aynı akvaryumda buluşturmamak lazımdır. ikisi de sakin tür olsa bile su şartlarını beğenmeyip kayıplar yaşayabilir. akvaryum kurmak balıklara yem atıp , cama çat çat vurmak demek değildir. akvaryum doğayı taklit etme sanatıdır (ne cümle be !).

    hobiye ilk defa başlayanlar genelde küçük akvaryumla başladıklarından çiklit türleri önerilmez. lepistes, platy gibi sakin ve küçük hacim isteyen balıklar önerilir.

    diskus gibi balıkları görüp, "ayh cok dadlı ya" diyip atlanmazsa iyi olur yani.

    bir de şunu söyleyeyim, bu hobiye adım attıysanız daha kurtuluşunuz yoktur. geçmiş olsun .
    6 ...