ulan bazen düşünüyorum, neden yaşıyoruz biz diye. nasıl bu hale geldik diye.
iyi kötü hepimiz bir aile terbiyesi aldı. iyi kötü hepimiz kardeşlik nedir bilmeyiz.
hatırlıyorum, küçükken ablamı çok kızdırırdım, eşyalarını kırardım, giysilerini yırtardım. hınzırlığına yani, hiçbir amaç olmadan. o bana kızardı, çok kızardı, ama her defasında da affederdi.
yani, biz böyle gördük kardeş demek geliyor içimden. tüm doğu anadolu bölgesini bölücü olarak görmek, tüm dünyayı türk görmek gibi bişi aslında. insanın kendini şartlamasıyla, önyargılarıyla konuşmasıyla alakalı.
aslen bitlisliyim ben. hatta belki ben de bir kürdüm, hangimiz yüzde yüz türküm diye biliyor ki, şu devirde hele, bu kadar çok karışmışken.
benim yedi sülalem bitlisli. büyük büyük dedem, büyük dedem de şehit. bu sadece benim bildiğim. benim anne tarafımın tümü van'da bitlis'te. ayıptır söylemesi köklü bir aileyiz de. birisi dağa çıkmadı, birisi pkk yandaşlığı yapmadı. hatta teyzemle eniştem'in sağlık ocağını bombaladılar, sırf ordaki kürtlere yardım ediyorlar diye.
şimdi kalkıp herkesi pkklı yapmak, hepsini kalleşlik yapmak lafta çok basit. gidip oralarda yaşamak lazım. diyarbakır asıl memleket değil gidilmesi, asıl gereken yer hakkari, muş, van, bitlis. asıl kürtlüğü orda görür gidenler. saflığı, insanlığı.
hümanist değilim, hatta faşistim. pkk sorununda da barış diye bir şey olacağını sanmıyorum, tüm pkklıları öldürmeden çözüm de olacağını inanmıyorum. ama van bu memleketin şehridir, ordakiler hepimizin kanıdır. bu da katidir.