Asagıdaki yazısı ile gercek gazetecilik ornegi vermis insan:
Temiz bir yazı yazacaksak soruyu "çift başlı" sormalıyız değil mi! Nereden buldun gazeteci Tuncay? Nasıl biriktirdin Başbakan Tayyip?
Tuncay'ın TV kanalı var.
Gazetecilik yapıyor.
Eleştiriyor.
Eleştirmesin mi?
Tayyip'in de 5.5 yaşında partisi var. Siyaset yapıyor. Yapmasın mı? Gazeteci gazeteciliğini yapsın, siyasetçi siyasetçiliğini... Kimse belden aşağı vuruş yapmasın. Bu nedenle; eğer gazeteci Tuncay Özkan'a "nereden buldun da kurdun TV'yi" diye soracaksak, siyasetçi Tayyip Erdoğan'a da "5.5 yaşında bir partisin... 15 milyon dolara Ankara'da parti binası yaptırıyorsun, bu kadar kısa zamanda tek bir parti binasına yatıracak kadar büyük parayı nereden kolaylıkla buldun?" diye sormak gerekir. Eski içişleri bakanlarından Meral Akşener Hanım'ın, bir söyleşide; "Tayyip Erdoğan'ın yaklaşık 20 yıl önce milli görüşçü Refah Partisi'nin istanbul il başkanıyken bir Broadway tipi Renault marka otosu vardı, otomobil o kadar eskiydi ki kapısını iple tutturmuştu" şeklinde özetleyebileceğim bir açıklaması olmuştu.
***
Siyasetçi siyasetçiyi bilir.
Siyasetçi Meral Akşener Hanım, siyasetçi Tayyip Erdoğan Bey'in 20 yıl önce kapısını iple tuturduğu bir eski otomobil sahipliğinden söz ediyor. Ve haberler ise; bugün Tayyip Erdoğan'ın 15 milyon dolara (9 trilyon lira arsasına verildi, 2006 bütçesinde 10 trilyon ayrıldı fakat yetmedi) parti merkez binası yaptıracak kadar bol-bulamaç harcamalı bir zenginliğe geldiğini söylüyor.
izliyorsunuzdur.
Devlet harekete geçti.
Tuncay'ın TV'si Kanaltürk'e Maliye gelir kontrolörlerince 10 ayrı koldan "vergi incelemesi", 4 koldan da iş müfettişlerince "iş yeri incelemesi" başlattı.
incelesinler.
Denetlesinler.
Ama sadece Tuncay'ı değil, herkesi eşit olarak, herkese eşit mesafede durarak. Bu kanal 2 yıl önce kurulmuş, Tuncay Özkan'ın ortakları da var. Ortaklarının başka şirketlerini de aynı anda "vergi incelemesi" çemberine almışlar. Kanaltürk'te 180 kişi çalışıyor, henüz kâra geçmediği için bir kazanç vergisi doğması söz konusu değil.
***
Sindirme!
Korkutma!
Kaçırtma!
Diye özetleyebileceğim devlet gücü vuruşuyla Maliye, Tuncay Özkan ve ortaklarının "servetini" de araştırmaya başlamış. Bankalara; Kanaltürk'ün kurulmasının 6 ay öncesinden başlayarak, Tuncay Özkan ve ortakları ile orada program yapan Cüneyt Arcayürek, Mine Kırıkkanat, Tuncay Mollareisoğlu gibi gazetecilerin hesap hareketlerini soruyorlar. Zekeriya Temizel'in çıkarttığı ve kara paracılara, rüşvetçilere, hortumculara, gece zenginlerine, aniden servet sahibi olanlara "nereden buldun" diye sorma hakkı getiren yasayı Tayyip Erdoğan Bey iktidara gelince iptal etti. Şimdi, kendisini eleştiren haberler ve programlar yapıyor diye Tuncay'ın TV'sine "servet sorgulaması" yapıyor. Kendisini destekleyen "Tayyip Erdoğan yağcısı olmuş gazeler, TV'ler ve gazeteciler" için aynı servet sorgulamasını yaptırmadığı gibi "Başbakanlık uçağına bindirip" özel demeçlerle onları onurlandırıyor, şereflendiriyor, yüreklendiriyor.
Nereden buldun Tuncay?
Diye soralım.
Başbakan yağcılarını!
VIP uçağa alalım.
Bu icraata bir isim koyalım: "Benden ol Tuncay, seni uçağa bindiririm, benden olmazsan seni bitiririm."