bir perde inse şimdi gözlerimin bal rengine..
siyah kadar karanlık olmasa ve beyaz kadar göz almasa
sadece düşlesem olağandışı gerçekleri kızılımsı
bir melodi oluveriyorum en sevdiğim şarkının mısralarına,
dans ediyorum olabildiğimce özgür
ve haykırıyorum beynimde kanayan cümlelerimi
dudaklarımdan dökülüveriyor harfler kızılımsı
nihayetinde gündüzler geceye eriyor
ve kırık dökük olmuş benliğimin parçalarını topluyorum
yolunda çizgileri saydığım sana en yorgun düştüğüm anlarda ..
hikayelerle büyüdüğümüz o gıcırdayan beşikten savruluyoruz
masalların dört bir yanına.
dört elle sarılıyoruz en boktan düşlere!
loş bir ışıktan esrar dolu dünyasıyla aydınlanıyor
canınım diğer yarısı
bürünüyor en sevdiğim renge düşleri
padişah ülkelerinin melikesine uzanıyor yüreğim kızılımsı...
nihayetinde akıp geçiyor zaman
rüyalarını taçlandırmış bir kısrak şahlanıyor
ve büyülüyor onun yalnızlaştırdığı dünyasını..
sonra çaresizliğime dökülüyor damlalar pamuk rengi bulutlardan,
rengarenk oluveriyor gökyüzü.
sarı, mavi, yeşil tonlarında bir elvin bu gördüğüm
en güzel akşamlar bizim,
masanın en güzel mezesi dostlarım oluveriyor..
kadehler boyanıyor en sevdiğim renge..
sonra eksilmemek dileğiyle çarpışıyor kadehler
çıkan sesin tınısı kulaklarımda, boyanıyor dudaklarım...
hayallerin gerçekmiş gibi anlatıldığı hoş sohbetler sarıyor masamızı
şimdi seviyorum şarabın dünyamda yarattığı rengi..
ve şimdi sadece düşlemek istiyorum olağandışı gerçekleri kızılımsı