arap baharı ve siyonizmin oyunları

entry3 galeri
    1.
  1. Dünya Siyonist örgütünden bahsederken,bir çok kişi olayları çok abarttığımı,olmayan misyonu ve gücü onlara yüklediğimi söylüyor.ABD ye bir güç atfedilmiyor.Dünya siyonist örgütünün,dünya kurulduğundan beri çevirdiği dolapların iyi bilinmesi ve ona göre tavır alınması için dikkat edilmesi gerekiyor.Yani islamın düşmanı olan,insanlığın varolmasından beri ifsat tohumları saçan bu örgütün çok iyi tanınması gerektiğini,aksi halde yaptığı ifsadlardan haberdar olamayacağımızı söylüyorum.Kimisinin Bedi-üz zaman'a,kimisinin Muhammed Abduh'a,kimininde Muhammed Rıza'ya atfettiği ve avrupalılar için söylendği ileri sürülen dinleri işimiz gibi,işleri dinimiz gibi.Söyleminin yine bu örgüt tarafından uydurulduğunu düşünüyorum.Kurtuba şehrinde ibn-i Meymuni isimli bir Yahudi,sırf islamı rayından saptırmak için yirmi cilt eser yazmış ve müslümanlar arasında çok meşhur bir alim olarak anılmıştır.Eserinin temelini Kabala adlı yahudiliğin temel felsefesini oluşturan eser oluşturmuştur.Günümüzde de bu tür yahudi alimleri göz önüne çıkarılmaya çalışılırken,mesela imam-ı Gazali gibi alimler gözden düşürülmeye çalışılmaktadır.Gazali'nin yaptığı tek şey felsefeyi eleştirmek olmuştur.
    islam coğrafyasında,özellikle 19.yy dan sonra siyonistlerin gücü arttı.Bunun en bariz örneği Suudi Arabistan Kırallığıdır.Suud ailesine teslim edilen bu devlet ingilizler tarafından kuruldu.Vahhabilik diye bir mezhep uyduruldu.Bu mezhebe uygun bir islam anlayışı geliştirildi.Böylece islami olmayan bir islam ortaya çıkmış oldu.Detayına girmeyeceğim.Aynı oyunlar diğer islami ülkeler içinde oynandı ve tuttu.

    20.yy dan itibaren Müslümanlar,islamın gelişmesi ve insanlara ulaşması için çalışmalara başladılar.Bu çalışmalar çerçevesinde cemaatler kuruldu.Bu güne kadar yaptıkları ciddi çalışmaların semeresi alınmaya başladı.Türkiyede milli görüş,Mısır'da Müslüman kardeşler,Filistinde Hamas,... Pakistan'a kadar devam eden coğrafyada islami gelişmeler oldu.Bu gelişmeler hem yerleşik sistemlere alternatif ,hem de müslümanların ayakları üzerine doğrulmalarına vesile oldular.Yıllardır köşe bucak saklanan islam,üniversiteler başta olmak üzere her alanda görünür olmaya başladı.Evlerinde namaz kılmaya korkan cemaat mensupları dahi görünür olmaya başladılar.Bu tablo bütün müslümanların çoğunlukta olduğu bütün ülkeler için geçerlidir.Bu da siyonistlerin gözünden kaçmadı.

    Dünyada bu gelişmelerden ürken güçler ilk müdahaleyi Milli görüşe yaptılar.Başarılıda oldular.Diğer Müslüman cemaatler şer güçlerin yanında yer alır yada sessiz kalıp zalimlerin yaptıklarına fetvalar bulmaya çalışırken,bazı holdinglerde (daha büyümek adına) yeşil sermaye olmadıklarını ispatlamak için belli yerlere milyarlar bağış yaptılar.Dik duran ve davasından taviz vermeyen Milli görüşçülerde ezilmeye başlandı.Bir çok kişi korkusundan şeklini dahi değiştirdi.Halende öyle devam ediyor.

    Milli görüşü ezip yollarını temizledikten sonra ikinci aşama başladı.Sekülerleşme,yani dünyevileşme,yani müslümanların korkulu rüyası olan dünyayı Allah'tan ve onun Resul'ünden çok sevme dönemi.Türkiyede bunu Ak parti ile gerçeleştirdiler.Milli görüş gömleğini çıkarıp Muhafazakar demokrat olanlar eliyle müslümanlar sekülerleştirildi.Sistemin nimetlerinden faydalanmaya başlayan müslümanlar dünyevileştiler.Önceden yardım etmeyi bir borç bilenler artık yardım yerine tatili tercih etmeye başladılar.Kapılarına gelen fakire üç kuruş vermeyi veya cami derneğine makbuz kesmeyi yardım kabul ettiler.Komşusu açken tok yatan bizden değildir.Şiarını unuttular.Ha bire ihale almaya,biraz daha şişmanlamaya çalıştılar.bunda başarılıda oldular.Böylece tesettür bir aksesuar oldu.Güzelleşme aracı olarak kullanılmaya başlandı.Marka giysiler,defileler,avrupa tatilleri gırla gitmeye başladı.Müslümanlar dünya nimetlerinden faydalanmayacak mı? dendi.Böylece dünyadan faydalanmanın,lüks yaşamak olduğu müslümanların beynine kazınmaya çalışıldı.Bu arada vicdanları rahatlatma adına umre ziyaretleride bir anda patladı.Hatta seküler müslümanlar sayesinde umreye gitme modası başladı.Ateistler bile umreye gitmeye başladılar.

    Diğer islam ülkelerinde gelişen islami hareketlerin önünü kesmek için ellerine bir fırsat geçti ve onuda değerlendirmeye çalışıyorlar.O fırsat Tunus'ta kendini yakan gencin başlattığı hareketti.Diğer ülkelere sıçrayan bu hareket,aslında devrimci bir karaktere sahipti.Ancak dünya siyonist örgütü bunu fırsata çevcirmeye çalışıyor.Bir nebze de başarılı oldu.Mısır'da iş başına gelen askerler daha önce Hüsnü Mübarek'in tiranlığını koruyan askerlerden başkası değildi.Peki ne olduda askerler bir günde saf değiştirdi.işte işin püf noktası burada.Bunu çok iyi görmek lazım diye düşünüyorum.Diğer ülkelerde de durum aynı.Müslümanlar dikkatli olmadıkları taktirde sadece şekli olarak devrim olacak.Başlarına yine Firavunlar gelecek.Ama bu firavunlar öldürmeden işi halledecek.Mesela Genel Kurmay Başkanının Müslüman kardeşler teşkilatından olduğu yalanı söyleniyor.Hüsnü Mübarek,devlet dairelerindeki çöpçü müslümanları dahi temizlerken,nasıl oluyorda tepeye,hemde askerin en tepesine müslüman birisi gele biliyor?Tamamen yalan ve uydurma bir haberdir.

    Daha önceleri ABD nin Irak'a girmesine sebep olan raporu yazan ve mason olduğunu zannettiğim Baradey şimdi cami cami dolaşıp ne kadar müslüman olduğunu Mısırlılara göstermeye çalışıyor.Böylece seçimi kazanmayı garantilemeyi hedefliyor.iş başına gelincede demokrasi havarisi kesilecek ama,ABD nin verdiği emirleri yerine getirmekten başka bir işte yapmayacaktır..Böylece gelişen islami hareketin önünü kesmiş olacaklarını düşünmektedirler.Müslümanlar uyanık olmadıkları taktirde bu oyun tutar.Bizim ülkemizde bile bazı islami cemaatlerin Mısır genel kurmay başkanının,Müslüman Kardeşler teşkilatına mensup olduğunu söylemeleri bile,işin vehametini ve oyunun nasıl oynandığını gözler önüne sermesi açısından çarpıcı bir örnektir sanırım.Daha öncede bu oyunlar oynandı ve tuttu.Halen oynanıyor ve tutuyor.Uyanık olunmadığı taktirde yine tutacaktır.

    Son söz;Herkesin bir hesabı vardır.Allah'ında bir hesabı vardır.Mutlak doğru olan Allah'ın hesabıdır.
    Kaynak:sebahattin kızıltaş.http://www.hiniskultur.com/yazar.asp?yaziID=3505
    0 ...