24 oğul, kardeş, abi, sevgili, arkadaş, dost öldü yine. Gazetelerin tiraj için çarşaf çarşaf verdikleri resimlere bakamadım. Gencecik insanların ölmesine karşı elimizden bir şey gelmediği için utandığımdan bakamadım. 24 yaşam 24 hayal ölürken rahat koltuklarında savaş çığlıkları atan insanlar karşısında sesimiz çılız kaldı diye utancımdan bakamadım. Boğazımda düğümlenen bir şey var. 24 çocuğun ve ölen binlerce insanın vebali boğazımı düğümledi. Keşke milyonlarca ağzından savaş salyaları akan güruh gibi sövüp sayıp asalım keselelim deyipte rahatlatabilseydim kendimi. Ne kadarda kolay olurdu her şey. Oysa ben her ölenin ardından ölen kardeşim olsaydı diye düşündüm. Belki ucundan o evde ne yaşanıyor diye anlayabilmek için böyle düşündüm. Kardeşim olsaydı. Çocuğu olmadan ölen ya da yetim bir yeğen bırakan kardeş. Sevgilisini, karısını bırakan bir kardeş. Canımdan parça olan kardeş. Ne devleti anlatabilirdiniz bana ne toprağı. Ölenler insan hey ağalar. insan. Siz savaş çığlıkları atarken insanlar ölüyor. Şimdi kalksam bende sövsem saysam asalım keselim desem ne olcak bire ağalar. O 24 çocuğu geri getirecekmisiniz. Annesi saçlarını koklayabilecek mi? Sevdiğinin koynuna girebilecek mi? Boğazımda bir düğüm daha var. meydanın yine savaş çığlıkları atan mahluklara kaldığı için bir düğüm daha var. Hayatta yaptığı her hangi bir şeyle değer üretemeyip ölen insanların kanları üzerinden yer edinenlerin sesinin baskın çıktığı için bir düğüm var. içten içe siyasi rakibini zor duruma düşürdüğü için bu duruma sevinenlerin seslerinin barış seslerini bastırdığı için bir düğüm var. 24 çocuk daha öldü. Onların vebalini hissettiğim için boğazımda bir düğüm var. Ve savaş çığlıkları atan güruhun çokluğu yüzünden ve bu yüzden daha çok çoğunun öleceğini bildiğimden boğazımda bir düğüm var.
(#12483320)