yazarların pkk sorununun bitmesi için çözümleri

entry161 galeri video1
    140.
  1. hepimiz midemize kurşun dolacağını kabulleneceğiz ve fazla sorgulamayacağız.

    benim bugünden çıkardığım sonuçtur bu.

    şu kadar aciz görünen bir siyasi iradeden ve devletten bir şeyler beklemediğimiz vakit tek çıkarabileceğimiz sonuç bu olur.

    bununla doymayacaklar çünkü.

    daha fazla et isteyecekler, kan isteyecekler, kemik isteyecekler.

    bugün elliyse yarın yüzelli olacak, sonraki gün üçyüzelli.

    o bakımdan bu sorunun çözülmesi için herkes her şeye hazırlıklı olmalı.

    ben bir vatandaş olarak benim canımı, malımı her türlü tehlikeden koruyacak birime güvenemiyorsam burda bir sorun var demektir ve bunu kendim halletmem gerekecektir.

    bütün üçüncü dünya ülkelerinde kaçınılmaz son olmuştur bu.

    şuanki görünüm de maalesef beynimde başka bir şey canlandırmıyor.

    bugün yataktan kalktım ve neden bir silahım yok diye sordum ben kendi kendime.

    ben ki hukukun üstünlüğüne inanan, silahın, savaşın, kavganın asla çözüm getirmeyeceğini bilen birisiyim. aklıma girdi bu düşünce. hiçbir derdim olmayan, hatta tanımadığım etmediğim insanları öldürmem gerekebileceği geldi aklıma.

    hatta her şeyden önce birini öldürmem gerekebileceği. kanım dondu... çözemedim bu saate kadar hala.

    ve bugün çok insan öldü. bana taraf belirtmem gereken bakışlarla bakmayın şuan.

    çünkü bu milliyetçi ağızlar, savaş şakşakçılıkları, goygoylar... bunların hepsi bir yere kadar.

    eninde sonunda aynı toprakta yaşıyorum ben bu insanlarla. bu düşüncelerde arkadaşlarım olmuş benim, çok farklı kesimden, düşünceden insanlarım olmuş. ve ben fikirleri yüzünden de insanlara not verilmemesi gerektiğini bilecek yaştayım.

    o zaman hepimiz birbirimizi öldürmeliyiz... çünkü hepimiz farklı düşünüyoruz, farklı şeyleri bekliyoruz, farklı eğitimler almışız.

    her insan kendi başına bir kutup aslında, hele ki bu ülkede.

    peki neden ben bu insanlara silah doğrultmak zorunda kalmalıyım? neden ben bunları düşünmeliyim? her insanın yaşam hakkı yok mudur? yaşam hakkı kutsal değil midir? dünyanın başka yerlerinde başka insanların böyle dertleri yok da benim neden var? ben bunları hakedicek ne yaptım, biz ne yaptık?

    bütün bunlarla beraber hepimiz kardeşiz ayaklarına da girmeyeceğim, hele ki böyle bir günde.

    hayır efendim... hepimiz kardeş falan değiliz. aslında olmamız gerek ama olamıyoruz, başaramıyoruz bunu.

    o yüzden çözümü de buna göre kurmak gerekir. yani madem ortada menfaatlerimizden başka bir şeyimiz kalmamış, ona göre davranacağız. insanoğluyuz çünkü.

    kişisel fikrimi soracak olursanız bu işi biz burada çözemeyiz. %80imiz asalım keselim der, %10 oturalım konuşalım der,%10 ne bileyim amına koyum der geçer.

    neden? çünkü bu işin enformasyonu yok bizde.

    bu işi sorumlu davranıp çözmesi gereken tabi ki devlet erkidir. hele ki bu kadar üniter devlet, devlet gücü, büyük ekonomi falan filan diye herkese gider yapılan bir yerde.

    ama bu insanlar robot gibi. kimse taşın altına öyle veya böyle elini sokmuyor.

    30 yıldır aynı şey: bıçak kemiğe dayandı.

    30 yıldır değişen bir tek şey söylesenize bana?

    aslında işin aslı öyle değil. biz ilk şehidi verdiğimizde boğazımızı kestiler.

    bugün israil 1 çocuğu için binlerce adamı boşveriyor, aynı çocuk için eminim binlerce adamın da boğazını keserdi.

    doğru veya yanlış, insanlık onuruna aykırı ya da değil ancak devlet olmak böyle bir şeydir. devletlerin insanlığa kazandırdıkları, gereklilikleriyse bambaşka bir konudur.

    amma ve lakin devlet emperyal bir biçimde egemen güçse, benden vergi alıyorsa, vatandaşlık bağıyla beni kendine bağlıyorsa beni öldürmek değildir onun işi, bilakis canlı tutmaktır.

    aç değil tok tutmaktır işi, hasta değil sıhhatte tutmaktır.

    çünkü bu devlet edebiyatı bir kenara bırakırsak biz olmadan hiçbir anlam ifade etmez.

    elbette ki millet olarak sorumluluklarımız var ama bütün o sorumluluktan önce bıçak kemiğe dayandığında da hepimizin vatan sağolsun dediği devletin bir şeyler yapması gerekir.

    en azından -resmi rakamlarla- 24 şehit verilen bir günde muhalefetten, basından veya andıçtan bahsetmek yerine bakın ben burdayım, bu rezaletin yaşandığı son gündür bu, bize şu kadar süre verin biz bu rezaleti bitireceğiz demesi gerekir.

    çok mu cesur bir söylem? evet, öyle. çünkü cesur olması gereken şey önce devlettir!

    devlet, devletse eğer bunun intikamını mislisiyle alacağım dememesi gerekir. çünkü bunu söylemek bu rezaletin devamını taahhüt etmektir ve saçmalıktan başka bir şey değildir.

    uzun lafın kısası daha çok intikam, kan, kin, acı vaadetmek yerine öyle bir şey yapsınlar ki bir daha kimse ölmesin.

    bunu söylüyorum açıkyüreklilikle, sebepleri malumdur bu savaşın ve ölen herkese de yazıktır.

    biz çünkü burda kendi cehaletimizle savaşmaktayız.

    bütün bu sorunun altında yatan tek neden cehalettir.

    illa birileri ölecekse, en başta söylediğim gibi biz de midemize kurşun dolmasını kabul eder, ölürüz ve eminim buna sebep olacak hiç kimsenin vicdanı sızlamaz.

    ama kendi vicdanıma döndüğümde, bir insan olarak insanca konuşuyorum, kimse ölmeyi haketmiyor ve çözüm kimseyi öldürmemelidir.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük