sizden bir şeyler alıp götürürken size aynı zamanda yeni şeyler de katan, giden için kolay ama arkada kalanlar için çok zor eylem. hayatınızda o insanın her zaman olacağını düşünürsünüz, hasta olduğunu, öleceğini de bilseniz aramazsınız bile. çünkü siz sonra da arasanız, aramasanız, unutsanız da o insan hep orada olacaktır, bunu bilirsiniz. sırtınızı ona her zaman dayayabileceğinizi bilirsiniz. bir gün gider o. siz aramazsınız, nasıl olsa sonra ararım diye; "bir sonraki sefere yaparız be dedem." dersiniz sizden bir şey istediği zaman. "tamam." der o da. itiraz etmez hiç, söylemez size bir daha görüşemeyebileceğinizi. gider sonra. bir günde fenalaşır, kimseye yük olmadan çeker gider. kalırsınız siz. konuşamadığınızla, götüremediğinizle kalırsınız. sırtınızı dayayamazsınız artık, başta anlamazsınız da, o toprağı onun üzerine dökerken anlarsınız bunu, cenaze namazından önce kılınan o öğle namazının ezanı okunurken anlarsınız. sarılırsınız ağlayan babanıza, ama ağlarsınız siz de. üzülürsünüz yapamadıklarınıza. kendi ayaklarınız üzerinde, birinin daha desteği olmadan durabileceğinizi gösterir ölüm size, size destek olanların sayısının azaldığını, gün geçtikçe azalacağını gösterir, büyüdüğünüzü hissedersiniz. ve üzülürsünüz arkasından gidenlerin. üzülürsünüz götüremediğinize, konuşamadığınıza, görüşemediğinize. konuşursunuz sürekli onunla, beni umarım affetmişsindir diye. giden için kolaydır da, arkadakiler için çok zordur ölüm.