ben kullanmıyorum diye sigaraya, içkiye zammı abartarak yaparsan kaçak sigaraya da içkiye de teşvik edersin zaten. sonra kaçak içkiden can kayıpları yaşanır, kaçak sigara her sokak başında satılır hale gelir. hatta öyle bir hal alır ki kemal sunal filmlerinde gördüğümüz o sahne gerçek olur. "malboro vaa kent vaa" diye sokak arasında bağıranları görürüz. istanbulda ki üst geçitlerin büyük bir çoğunda bu manzara zaten mevcutken şimdilerde anadolunun küçük şehirlerinde de görülmeye başlandı.
ve iktidarın "istikrarlı büyüme" dediği şeyin ne olduğunu böylece anladık. istikrarlı büyüme köşe başlarında kaçakçılık yapan insan sayısının artışıymış.
ve adam ne güzel söylüyor "sigarayı az iç, içki içme, porşe yerine fiata bin" diye. ulan benim yaşadığım yer küçük bir şehir. burda porşeye binen bir adam var emekli futbolcu. başka da yok zaten.
işsizlik desen hat safhada. istihdam diye bir şey yok. bir elin parmaklarını geçmeyen fabrikalarda peşkeş çekilip kapatıldı.
bir fındığımız var o da para etmiyor senin politikaların yüzünden. halk desen bir kilo bulgura oyunu satar. seçilen vekillerin memleketinin yolunu seçimden seçime bile zorla hatırlıyor o da ayrı bir konu.
ekonomik kriz desen seni ve yandaşlarını teğet geçerken bizi paramparça ediyor senin haberin bile yok.
ee kaçakçılık artmasın da ne yapsın. biz de azıcık olsun cebimizi düşünmek zorundayız. değil mi?
