insanın ruhunu daraltan, iyi ki de türkiye'de yaşıyorum dedirten hafızalara kazınmış, çin denilince akla bi' de bunun geleceği vahşettir.
adam çocuğa çarptı. hemen bekliyorum şimdi inip çocuğu oradan kaldıracak ya da kaldırsa... lütfen... ama o da ne?
çocuğa çarpan adamın, bırak dönüp bakmayı, yarım kalan işini arka tekerlekle üstünden ikinci kez geçerek tamamlamasından tutun da bisikletiyle, çocuğun yanından kavis çizip geçen gence, nerdeyse tekrar üstünden geçen şoförlere, öylesine bakıp umursamadan giden olgun insanlara kadar, hiç kimse bir şey yapmadı ta ki çöp poşetleriyle uğraşan kadının çocuğu katlayarak yana çekmesine kadar...
bunların hepsi çin halkıysa o zaman ben bu çinlilerin insani özelliklerinin evrensel insan ahlakına uygun nitelikte olduğunu düşünmüyorum.
genelleme yapılamaz derler de zaten genelleme yapılamaz dediğin insanların çoğu oradaydı.
bir anne ile çocuk vardı, çocuk şöyle bir dönüp baktı belli ki insanlık duygusu varmış, içgüdüsel davranış- doğarken gelen, öğrenilmeyen; annesi çocuğu kolundan çekiştirdi ve gittiler, bu da içgüdüsel davranışın sonradan unutulması işte...
en son kendi annesi geliyor o da katlayıp götürüyor. evet aynen öyle. katladı götürdü, ürettikleri dandik çantalar gibi. hiç mi ah vah çığlık şaşırma yok.
milyar nüfusa sahip olmak mı değersizleştirdi bir insanın, hatta yavrunun ölüme çöp gibi yaklaşmasını?
sanırım bu yavru yasaya karşı dünyaya gelen 2. çocuktu.